Otel olsa daha iyi
Bugün Haydarpaşa Garı'nın otel yapılmasına karşı çıkanlar (hayır, lafı Boğaz Köprüsü'ne getirmeyeceğim), Çırağan Sarayı'nın restorasyonuna da karşı çıkmışlardı.
Yalnız otel olmasına değil, o mezbeleliğin öylece olduğu gibi bırakılmamasına! Bizzat "canlandırma" fikrine.
Çünkü Turgut Özal'a kadar o kara suratlı yangın yerine el atmak kimsenin aklına gelmedi. Sarayda "birtakım pis Osmanlılar" yaşadıkları için herhalde!
Tam tersine... Yapacaklarına yıktılar.
Dolmabahçe Sarayı'nın ahırlarını ve tiyatrosunu (evet, tiyatrosunu) yıkıp futbol stadı yaptıkları gibi, Taksim'deki topçu kışlasını da yok ettiler.
Yerine elbette "İnönü Gezisi" yapıldı, önüne Milli Şef'in heykelini de dikeceklerdi, seçimi Menderes kazanınca depoya kalktı.
Şimdi topçu kışlası yeniden yapılıyor. Gıcık kapacaklardır. Kapsınlar.
Taksim Meydanı yayalara ayrılacak, trafik yer altına indirilecek, kışla bir kültür ve sanat merkezi olacak, avlusu da gene park olarak kalacaktır. (Otuzlu yıllarda futbol maçları o avluda oynanırdı, Çırağan'ın mezbelelik bahçesinde toz toprak içinde oynandığı gibi.)
Bence, kışlanın otel olması daha uygundu. Tıpkı Sultanahmet Cezaevi gibi.
İnce uzun, ortası boş, çok odalı, dikdörtgen bir yapı. Otele daha uygun.
Maazallah otel yapılırsa orada "birtakım pis kapitalistler" falan kalırlar, Çırağan'da kaldıkları gibi.
Neyse... Kültür merkezi yapılacak. Alt katında da "meydana nazır" kahvehaneler falan bulunacakmış. Emekçi halkım değilse bile entel kardeşlerim takılırlar, bir yandan kahvelerini yudumlarken bir yandan da kışlayı yeniden yapanlara bol bol hakaret ederler...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.