Fehmi Koru

Fehmi Koru

Gökten üç elma düştü

Gökten üç elma düştü

Son gelişmenin başlatıcısı olan savcılar ile onların taleplerini onaylayan mahkemenin üyeleri, bilindiği kadarıyla, ‘Ergenekon’ ve ‘Balyoz’ gibi son yılların önemli davalarına da bakıyorlar. Dünkü gazeteleri okurken neler hissettiler acaba?

Onlar kadar olaylara vâkıf olduğumu iddia edemem, ama iddia edebileceğim bir nokta benim de var: ‘Ergenekon’ ile başlayan sürecin ülkemizin varoluş-yokoluş mücadelesinin önemli bir parçası olduğuna inanıyorum ve hayırlısıyla varılacak hukuki sonucun Türkiye’nin içte refaha erişmesini dışta da dikkate alınması gereken bir güç olmasını sürekli engelleyen kapıların açılmasını getireceği konusunda iddialıyım.

Yürüttükleri davaları -artık örgütlenmenin künhüne vardıkları için- ne kadar ciddiye aldıklarını tahminde zorlanmıyorum yargı mensuplarının... O sebeple de, şu son kasırganın, en fazla ‘Ergenekon’ sürecini tehdit ettiğini nasıl olup da göremediklerini anlamakta zorlanıyorum.

Dünkü medya tablosunun çok çarpıcı bir özeti şu: ‘Ergenekon’ sürecini ciddiye alanlar gelişmeden şaşkın, yorum yaparken esasa zarar vermekten çekinirken eski kararlılıkları darbe almış görüntüsü veriyor; buna karşılık ‘Ergenekon’ sürecine çeşitli sebeplerden ‘ters’ bakanlar rahatlamış ve karşı-hücuma hazır görünüyor...

Bir çok köşede “Hani” ile başlayan hafife alıcı değerlendirmeler okudum.

Anlaması gerçekten çok zor bir yeni durum... “Aman Ergenekon süreci zarar görmesin” diye sineye çekilen bunca olağanüstülükten sonra, samimiyetle konuya sarılmaları sebebiyle yanlışlarına tahammül edilenlerin bütün sürece zarar verecek bir tavra bürünmelerinin hiçbir mantığı bulunmuyor.

Zaten ilk günden beri hemen herkesin gelişmenin anlaşılmazlığı üzerinde ‘akıl’ vurgusuyla durması, makuliyet sınırlarının zorlandığını gösteriyor.

İyi de, ne için, kim için, ne pahasına?

Etrafta, alenen suçlayanlar, daha ilk andan başlayarak adlı adınca ‘suçlu’ adresi ilân edenler dışında bir de sessizliği tercih edenler var. Asıl onlara kulak vermek lâzım; ikisi biraraya gelince, güvendikleri üçüncü bir kişi bulunca söylediklerine... Genellikle başkalarının tanık olduğuna inandıkları olaylardan hareketle anlattıkları yakıcı...

Yakıcı, çünkü toplumda varolan ‘Ergenekon’ sürecine itimadı yakıyor... Saygı duyulan ve duyulması da gereken insanların asla birlikte bulunmaları mümkün olmayan iç ve dış irtibatları dillendiriliyor. Olanı anlamakta zorlanan, bu yüzden tespit yapmaları gerekince top çeviren pek çok kişi büyük hayal kırıklığı yaşıyor...

Hiç kuşkusuz savcılar ile onların taleplerini onaylayan mahkeme üyeleri ne yaptıklarını biliyordur. Muhtemelen, “Biz yargı mensubuyuz, bizim için önce elimizdeki bilgi, belge ve bulgular gelir” diyor ve söylenenleri, sessizce homurdananları umursamıyorlardır.

Fakat bizim öyle bir kolaylığımız yok. Biz umursuyoruz ve o sebeple de ne olduğunu daha iyi anlamaya çalışıyoruz. “Emniyet-yargı birlikte hükümete karşı” görüntüsü birilerini sevindiriyor muhakkak; iktidarın yara alması, ortamın gerilmesi arayıp da bulamadıkları fırsat... ‘Ergenekon süreci’ni baltalamak için arıyorlardı o fırsatı, sonunda gökte aradıklarını yerde buldular.

Masallar “Gökten üç elma düştü” diye başlar, bu defa elmalar yanlış yerlere düştü...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fehmi Koru Arşivi