BEŞİKTAŞ camiasını anlayabilmek mümkün değil. Takım Avrupa Ligi'nde çok önemli bir galibiyet almış ve büyük bir avantaj yakalamışken tribünler yine "Yeter artık Yıldırım Demirören yeter" diye bağırıyor. Aynı Beşiktaş Başkanı ne hikmetse Futbol Federasyonu başkanlığına aday olacak. Niye, bu çelişkilerin sebebi nedir? Koskoca Beşiktaş'ta neler oluyor?
Tabii ki bu çelişkiler aynı zamanda sahaya da yansıyor. Beşiktaş asla iyi oynamadı ama maç kazandı. UEFA'da önemli yerleri hedeflemiş bir takım dün geceki defansif hataları yapmamalı. Önce Ersan'ın hatasıyla gelen, sonra da kaleci Cenk'in hatası ve ardı ardına yenilen goller. Disiplinsizlik de diz boyu. Aynı Beşiktaş'ın gelecek hafta Galatasaray maçı var ama Fernandes'in sorumsuzluğuna bakın. Sonuçta imamcemaat örneği Beşiktaş için çok geçerli. Koskoca Beşiktaş'ın ilk yarıda pozisyonu yok. Bırakın pozisyonu organize bir atağı bile yok. Ve bu devrede yenilen bir gol her şeyi değiştiriverdi. Ama dedik ya, Beşiktaş çelişkilerle dolu diye.

DEFANS HATALARI AFFEDİLEMEZ
İkinci yarı Almeida ve Quaresma'nın kişisel becerisi ve kaliteleri maçı Beşiktaş'a getiriverdi. Üstelik daha sonra gol de yiyip puan kaybedebilirlerdi ama olmadı.
Beşiktaş'ın defansına eksik diyoruz. Kabul, eksik ama dün geceki hataları yapmaları da affedilemez. Beşiktaş için sıkıntılı günler bundan sonra başlayacak. Çünkü başkan gidiyor. Federasyon başkanı olur mu olmaz mı bilmiyorum ama dünyanın borcu ve başıbozukluk Beşiktaş için gelecekteki en önemli problem olacak.
Gelelim hakeme... Oyun genelinde iyi maç yönettiğini söyleyebiliriz. Mesela Cem Can'ın elle kontrol edip attığı golü iptal etmesi doğru karar. Tartışılacak kararı Fernandes'e gösterdiği sarı kart. Şeklen doğru ama arka arkaya iki defa faul yapılan Fernandes'e hemen düdüğü çalsa ve araya girse belki de o kartı göstermek zorunda kalmayacaktı.