Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Yunus Emre... Şairler ve siyaset!

Yunus Emre... Şairler ve siyaset!

Sanırım, söze önce Mevlana'nın şu beytiyle başlamak gerek...
"Dost olur zannımca her insan bana/ Bihaber, gel gör ki, sırrımdan yana"
Eminim, Yunus Emre bugün yaşıyor olsaydı, benzer bir yakınmayı dizelere dökerdi.
Lafı nereye getireceğimi tahmin etmişsinizdir.
Geçtiğimiz günlerde Yunus Emre'nin siyasi bir çekişmeye konu olduğuna tanık olduk. Liderlerin parti grup konuşmaları "Yunus'u sen değil, ben bilirim!" tartışmasına dönüştü.
Tabii birçok kişi içinden "bir bu eksikti!" diye geçirmiştir.
Oysa bu durumu garipseyenler, hele genç kuşaklar, bir bilseler ki...
Yunus Emre'nin kültürel mirası siyasetten ne çok çekmiştir!

***
Bir sahafa gidin ve 20. yüzyılda yayımlanmış Yunus Emre antolojilerinden ve onu konu alan kitaplardan birkaçını alıp önsözlerine bakın.
O kadarı bile şaşırmanıza yeter!
Birinde "Anadolu hümanisti filozof bir şair"dir koca Yunus!
Ötekinde "halk ozanı"dır.
Bir başkasında "mutasavvıf bir şair"dir.
Hatta onun "erken sosyalistler"e bir örnek olduğunu söyleyen bile çıkmıştır.
Sadece kültürel farklılıklar nedeniyle değil...
Ama özellikle siyasi ayrışma nedeniyle..
Alevi-Bektaşiler başka türlü okumuştur Yunus'u; Sünniler başka!
Solcular başka türlü okumuştur Yunus'u, sağcı kalemler bambaşka!
İşin garibi...
Şiirlerini bir yana bırakıp "acaba nasıl bir hayat yaşamıştı?"diye sormaya kalksak...
Türk dilinin bu büyük şairinin bütün hayatı hakkındaki hakiki bilgimiz, İskender Pala'nın deyişiyle, "A-4 kâğıdının yarısını zor tutar!"
***

Aslında bugünlerin popüler kültürel ortamına yakından bakacak ve özellikle de Mevlana'ya duyulan ilgiyle kıyaslayacak olursak Yunus Emre'nin ihmal edildiğini görürüz.
Öyle bir hal ki...
Hani milli eğitim müfredatındaki yeri olmasaydı...
Yunus'un o eşsiz şiirleri çoktan "ortalık"tan çekilip tümüyle folklorik hafızaya sığınırdı.
Kim bilir, belki şu liderler çekişmesinin bir hayrı olur.
Toplumsal zihnimizin spot ışıkları tekrar Yunus'un üzerine odaklanmaya başlar.
***

Ama umarım ki...
Bundan böyle Yunus Emre'ye bakarken akademisyenler de, bu konulara meraklı aydınlar da taşıma suyla dönen kavramlara iltifat etmezler.
Allah aşkına! Henüz Batı'da bile "hümanizm" denilen paradigma ve ideal ortaya çıkmamışken, 13. yüzyılın Müslüman şairi Yunus Emre nasıl olur da "klasik hümanizm temsilcisi" ilan edilir?
Hümanizmi mi bilmiyorsunuz, Yunus'u mu?
İnsanı evrenin merkezine koyan ve özünde seküler olan hümanizm ile "Yaratılmışı severiz/ Yaratandan ötürü" diyen Yunus nasıl aynı kaba konulur?
Siyaset şairlere ve âlimlere gölge etmeyi sever.
Bundan kaçınmak zor!
Ama insan istiyor ki...
Bunu yapacaksa, bari hakkını vererek, ezip büzmeden, yalana dolana başvurmadan yapsın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi