Baba koş, rejim gidiyor
Liberal olduğunu iddia eden ama kadrosuzluktan ulusalcı saflara intisap etmek zorunda kalmış bir arkadaşımız (ismi lazım değil, anmaya da değmez ayrıca), 2014 yılında rejimin değişeceğini söylüyor.
Hayır, ufukta bir müdahale görünmüyor.
Tamamen sivil güçlerin inisiyatifinde gerçekleşen bir değişim olacak bu...
Bugüne kadar Cumhurbaşkanlarını parlamento seçiyordu.
Bundan sonra halk seçecek.
Bu da, rejimin değiştiğini, değişmekte olduğunu gösteriyormuş.
Olabilir mi?
Kırmayalım arkadaşımızı... Olabilir diyelim.
Tabii, rejimin iyiye doğru mu, kötüye doğru mu değiştiğini söylemiyor. Bu kadar yetkiyle donanmış Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olması, dünyanın her yerinde iyiye işaret olarak yorumlanır ama arkadaşımız aynı kanaatte değil. Herhalde değil... Çünkü, vaki iyiliği bir dehşet tablosu içinde sunuyor.
Buradan da anlıyoruz ki, halkın Cumhurbaşkanı seçmesi kötü bir şey.
Eski yarı atama sistemi iyi...
Meclis gruplarının işaretle aday belirlemesi iyi...
Müntehib-i sani uygulamaları bile iyi...
Ama halkın Cumhurbaşkanı seçmesi kötü...
Hadi diyelim ki kötü...
Peki, bu kötülüğü nasıl izale edeceğiz?
Eski şahane rejimimizi nasıl kurtaracağız ve halkı söz sahibi olmaktan nasıl çıkaracağız?
Kolay...
Bunun formülü şöyle veriyor arkadaşımız:
Merkez sağ, derhal ve acilen toparlanıp CHPyle or
tak bir Cumhurbaşkanı adayı gösterecek. Çok çalışılacak, çok gayret sarf edilecek. Birleşik sağ ve solun kararlaştıracağı güçlü bir isim Çankayaya gönderilecek, böylece AK Partinin önü kesilmiş olacak.
İyi de, yine rejim değişmiş olmayacak mı?
Rakımı en yüksek tepede oturacak şahsı halk belirleyecekse, rejim yine değişmiş olmayacak mı?
Demek ki, problem AK Parti...
Halkın seçeceği Cumhurbaşkanı AK Partiliyse rejim değişmiş oluyor, başka bir partiliyse rejim kurtulmuş oluyor... Öyle mi?
İyi de, Çankayada zaten eski bir AK Partili (Abdullah Gül) oturuyor.
Ülkeyi de üç dönemdir AK Parti yönetiyor.
Rejimi değiştirmek için neden 2014 yılını beklesin?
Saf mı bu parti?
Hayır, söylenenlere karşı mantık yürütmüyorum, sadece arkadaşımızın ne söylediğini bilmediğini anlatmaya çalışıyorum.
Ne söylediğini bilmeyen, üstelik bilmediğini de bilmeyen arkadaşımızın bir de hayırlı müjdesi var.
Eski Demokrat Partililer, bünyelerinden bir Menderes, bir Demirel, hatta bir Özal çıkarmak için, yurt sathında toplantılar düzenliyorlarmış. Yeni bir taban hareketiyle karşı karşıyaymışız, gelmeleri an meselesiymiş.
Herhalde, Hüsamettin Cindorukun temaslarından bahsediyor.
Kaçtır, Hüsamettin Beyi, Doğu Perinçek takımıyla birlikte, yurt sathında, yeni bir anayasa yapılmasın toplantılarında görüyoruz.
Merkez sağın ihyası ona kaldıysa, vah halinize.
Bir kere, Cindoruk DPli değil, Menderese karşı kurulmuş Hürriyet Partisinin bir mensubudur.
DPnin başındayken de, kendi partisine değil, CHPye oy vermiştir. Bu davranışıyla da övünmektedir.
DP tabanının değil, Demirelin adamıdır.
Mutemettir.
Hüsamettin Cindoruk budur.
Hangi taban hareketini başlatacak, kimleri peşinden sürükleyecek bilmiyoruz ama bir an önce başlatsın ne başlatacaksa, biraz da ona gülelim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.