Korkun, yeni soruşturmalar gelebilir!
Diyorum ki, 12 Eylül yargılaması, bir 27 Mayıs ve 12 Mart soruşturmasının da önünü açar mı?
Hemen telaş etmeyin...
Kimse MBK üyelerini ve Memduh Tağmaçı mezarından çıkarıp hâkim karşısına çıkaralım demiyor.
Gıyabi bir yargılama olacak bu.
Daha doğrusu, sembolik düzeyde kalan bir yargılama olacak...
Ki, böylece Kim militarizmlerden yana, kim militarizmlere karşı? sorusunun cevabı ortaya çıkmış olacak.
Hemen söyleyeyim:
Böyle bir tehlike baş gösterdiği, yani 27 Mayıs ve 12 Mart soruşturması başladığı an, 12 Eylül sövgüsünde yarışan salim arkadaşları piyasada göremeyeceğiz. Çünkü, geçici 15. maddenin kaldırılmasına karşı çıkmış, referandumda hayır cephesinde yer almışlardı... 12 Eylül soruşturması ciddi bir yargılamaya dönüşünce, biraz utançla, biraz da kenarda kalmama dürtüsüyle, lütfen destekler gibi yaptılar.
Bu kez ne olacağını söyleyeyim:
Faruk Gürlerle Muhsin Baturu ayırırlar ama Memduh Tağmaçı sevmezler; gıyabında da olsa Tağmaçın, Ünlütürkün, Türünün yargılanmasına ses çıkarmazlar...
Biraz arkadaşlarımız edebiyatı yaparlar.
Biraz Hüseyin Mahir Ulaş, kurtuluşa kadar savaş sloganı çığırırlar.
Bizar Deniz Gezmiş ve üç fidan köpürtmesinde bulunurlar.
Biter...
Kimse de, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına o bombaları kim temin ediyordu? İrfan Solmazer kimdi? Madanoğlu ne halt karıştırmaya ordu içinde teşkilat kurmuştu? Madanoğlu başarsaydı, Türkiyede Baas tipi bir rejim mi kurulacaktı? İlhan abi bu rejimin Kültür Bakanı mı olacaktı? sorularının cevabını öğrenmek istemez.
Hele, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını onaylayan parlamentoda, hangi vekillerin sıra kapaklarına vurarak üçe üç diye tempo tuttuğunu hiç hatırlamak istemezler.
Fatura, Baba diye kutsadıkları siyasetçiye çıkacaktır çünkü.
Babanın 28 Şubat sürecinde üstlendiği kutsal misyonu sorgulama seçeneğiyle karşı karşıya kalacaklardır.
Balyoz nedir?
Bunu da hatırlamak istemezler.
Devrimcilerin tepesine balyoz gibi inen Atatürkçü Nihat Erimin hangi parti tarafından cuntanın Başbakanlığına tayin edildiğini de hatırlamak istemezler.
Maazallah, 27 Mayıs soruşturması başlasa, taş üstünde taş bırakmazlar.
Bayrakları, flamaları, orak çekiçli dövizleri ve Lenin posterleriyle meydanlara fırlayıp, Cumhuriyet elden gidiyor, karşı devrim başlıyor diye rezalet çıkarırlar.
Öyle ya, 27 Mayıs darbe değil, devrimdi.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları bu uğurda ölmüşlerdi.
Ezkaza 27 Mayıs soruşturması başlasa, ilk karşı çıkacak kişi, Bütün darbelere karşıyız. İktidara geldiğimizde darbelerle mücadele nasıl olurmuş, göreceksiniz diyen Kemal Kılıçdaroğlu olacaktır.
Bunu da bir kenara yazın...
Çünkü, 27 Mayıs, şartların tamam olması neticesinde ortaya çıkmış bir halk hareketidir, tipik bir aydınlanma devrimidir...
Nitekim, İsmet Paşa, Şartlar tamam olursa, darbe meşrudur fetvasını vermiş, kanlı bir darbe olması gereken 27 Mayıs, otomatikman halk hareketine dönüşmüştür.
Diyorum ki, Balyoz, Ergenekon ve sair oluşumlar başarılı olsaydı, salim arkadaşlar tarafından halk hareketi muamelesi mi görecekti? Kaya gibi adamlar büyük devrimci lider mi sayılacaktı?
Sadece merak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.