Ulagay bunu hep yapıyor
Sevgili ağabeyim Osman Ulagay'ın yeni bir kitabı yayınlandı: "Türkiye Kime
Kalacak?"...
Kitabın, başta ithaf ettiği eşi olmak üzere, muhalif basındaki "kafadaşları" tarafından reklamı da iyi yapıldı doğrusu. Bulduğu altbaşlık da ("başbakanın yazdırdığı kitap") akıllıca düşünülmüş bir reklam sloganı.
Kısa, kolay ve hızlı okunan, sürükleyici bir eser. Aldım bir çırpıda okudum.
Yeni kitabı dedim, hemen düzeltiyorum:
Ulagay son yıllarda aynı kitabı evirip çevirip yeniden yazıyor.
Özal'la başladı, Erdoğan'la sürdürüyor, bu gidişle onunla da bitirecek. Bir sonraki eserinde kimi "aşmayı" önerecek, aşılacak adam bulabilecek mi, merak ederim.
Çünkü kitapları "Aşmak İçin..." şeklinde bir genel başlıkta toplanabilir, hani merhum Attila İlhan'ın "Hangi..." dizisi gibi...
Ulagay, hep birilerinin "aşılmasını" istiyor.
Türkiye'nin gerek Özal'la gerekse Erdoğan'la son otuz yılda kaydettiği müthiş gelişmeyi kabul ve takdir ediyor, bu yönüyle, ANAP ve AKP iktidarlarının bütün faturasını "cahil halka" çıkaran "beton kafalı Kemalistler'den" ayrılıyor.
Ama bu gelişmeler Ulagay'ı kesmiyor.
Hep aşılmasını istiyor bütün bunların...
Hep...
Bir yandan da "gidişattan" çok endişeli.
Durumu tehlikeli buluyor. Erdoğan'ın bir "tek adam yönetimine" gittiğini söylüyor (bunu Kılıçdaroğlu da söylüyor), AKP'nin iktidara yerleştikçe "gerçek yüzünü ortaya koyduğunu" düşünüyor, eh, bu gerçek yüzün ne olduğunu anlamayı da ustaca bir manevrayla Atatürkçü okurlarının ferasetine bırakıyor!
Ulagay akıntıya kürek çekiyor.
"Bu kitap herkesi kızdıracak" demiş, boşuna umutlanmasın, kimsenin kızacağı falan yok. Pek pek, kitabında belirttiği o hanım, hani "her sabah Bekir'i ve Yılmaz'ı okumakla güne başlayan" seksen dört yaşındaki "Atatürk rahibesi" hanımefendi kızar, o da kızsa da olur kızmasa da...
Çünkü, "bu gidişle cumhuriyetin yüzüncü yıldönümünde de Erdoğan'ın başımızda olacağını" en vahşi muhalif bile kabul ediyor artık.
Elbette sevgili ağabeyim Ulagay, "Kılıçdaroğlu'nu devirip Sarıgül'ü getirirsek kurtuluruz" hayalini kuran hokkabaz arkadaşlarından çok farklı bir adam. Herşeyden önce dürüst bir adam. Hiçbir zaman küçük hesapların adamı olmadı ve olmaz. 1991 yılında "SHP'nin DYP ile koalisyona girmemesi, muhalefette kalması gerektiğini" yazan iki kişiden biriydi (öteki bendenizim), bu yüzden gazetesinden kovuldu. (Bana ulaşamadılar ve bulaşamadılar tabii.) Ulagay, kendi dünyasından, kendi çevresinden, kendi yanından bir "alternatif'" çıkmayacağını, çıkamayacağını, o kesimin, kendi deyimiyle "bir hikâyesi olamayacağını" hem görüyor, hem de umudunu kesmeyi kendine yediremiyor. Bu yönüyle hazin bir çelişkinin, üzücü bir açmazın temsilcisi.
Kitabını ciddiye alıp hakkında bir yazı yazacaktım... Bir sayfasında, 2011 seçimleri gecesi "ortalığın halkçı Ecevit sloganıyla inlediği bir Türkiye rüyası" gördüğünü, sabah kalkıp gene AKP'nin ezici bir çoğunlukla kazandığını görünce de bozulduğunu okudum, ciddiye almaktan ve yazı yazmaktan vazgeçtim.
Yani bu yazıyı ben yazmadım, siz de okumadınız. Pazarola Osman ağabey.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.