Bu "futbol tiyatrosu"nu izlemek zorunda mıyız?
"80 küsur yıllık TFF, 80 küsur günde oldu TFFT" diyor Bilgin Gökberk.
TFF dediği Türkiye Futbol Federasyonu.
TFFT ise Türk futbolunu yönetenlerin geldiği son noktayı anlatıyor: Türkiye Futbol Federasyonu Tiyatrosu. Bu tiyatronun sahnesi de Türk Futbolu tabii!
Bu benzetmeyi yapmakta haksız mı sevgili Bilgin?
Hayır! Yerden göğe kadar haklı!
Varsa bir haksızlık, o da tiyatroya karşı!
Çünkü biliyorum ki, en derme çatma tiyatro, en kötü oyun bile futbolumuzu yönetenlerden daha fazla "hakikat" saygısına sahiptir ve daha tutarlıdır.
***
Ancak asıl soru şudur:
Biz...
Yani futbolseverler ve hâlâ bu sevginin anlamına inanmak isteyenler...
Ve bir yanı rüya, bir yanı kâbustan ibaret "takım taraftarlığı" dünyasına daha küçücükken gözünü açmış olanlar...
Biz... Neden hâlâ ilgi ve umutla bu tiyatroyu izliyoruz? Bizim istediğimiz dümdüz ve pürüzsüz bir rekabet içinde futbol değil miydi?
Evet!
Onların istediği ise yalnızca güç ve para!
Futbolu istedikleri gibi eğip büküyorlar. Ne adil oyun, ne temiz rekabet umurlarında!
Öyle olsa, Futbol Disiplin Talimatı'nı değiştirerek şike ve teşvik suçlarını cezalandırılamaz hale getirmezlerdi.
***
O halde yapılacak şey ortada...
Onları kendi başlarına bırakalım!
Kendilerine kul köle olan ve etrafa takım taraftarı cakası satan tribün esnafıyla; işbirlikçi yorumcularıyla kol kola cehenneme kadar gidebilirler!
Bizim o yolda ne işimiz var?
ÖNEMLİ NOT: Peki sen neden hâlâ tv'de futbol yorumculuğu yapıyorsun, diye soracak olanlara şunu açıklamak boynumun borcudur: Bu yıl futbol yorumundan "ekmek yemek" için değil, bu acı gerçekleri tekrar tekrar vurgulamak için ekranda kaldım. Elbette artık benim de kendimle hesaplaşma zamanım geldi!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.