Önemli olan bilmek mi yoksa doğru bilmek mi?
Ne kadar çok şeyin farkında olmadan yaşıyoruz.
Geçen hafta sonunda üç günümü geçirdiğim Gaziantep'in mutfağından söz eden yazımda "Gâvurdağ Salatası" üzerindeki bir anekdotu aktarmıştım.
Şöyle yazmıştım:
- Antep'e gelin gelen Amerikalı genç kadına da nezaketsizlik olmasın diye "Gâvur-dağ Salatası"nı "Ecnebi-dağ salatası" diye tanıtmamışlar mı yakınları?
İslahiye'den yazan (ve ismini bana emanet eden) bir sayın okurum, "Gâvurdağ" konusunda şu bilgileri verdi bana.
"Hatay-Kahramanmaraş-Gaziantep -Osmaniye il sınırlarında kalan coğrafyada Hatay (güney-batı) Kahramanmaraş (kuzeydoğu) hattında yer alan ve Türkiye'nin Fiziki haritasında "Nur dağları" olarak tanımlanan (Amanos dağları olarak bilinen) dağ silsilesine, bizim yörenin insanları tarafından "Gâvur dağları" denilmektedir. "
Gâvur" değil "beyaz"
"Amanoslar" olarak da bilinen bu dağ silsilesinin İslahiye sınırları içinde kalan zirve ve zirveye yakın kesimlerinde yaz ikliminde dahi kar erimemektedir. Yani İslahiye ilçesinin batı sınırlarında yükselen ve düzgün bir hat gibi devam eden "Beyaz zirveler" yerel halk tarafından "Çiyayı gewur" olarak adlandırılır.
Bu dağların doğu cephelerini gören köyler hâlâ bu ismi kullanırlar. "Gewrgewur" sözcüğü Kürtçe'de beyaz anlamını taşımaktadır. Aynı zamanda "Sıpi" sözcüğü de beyaz, ak anlamındadır.
Bir kısım hemşehrilerimiz tarafından "Kafir-Ecnebi" sanılan "Gâvur" sözcüğünün, yanlış telaffuz edilerek zaman içinde aslında "Gewr-Gewur" sözcüğünden türediğini, ancak çoğu insanımızın bu husustan art niyetsiz bihaber olduğu düşüncesini hâlâ taşımaktayım."
Fısk ve fıskiye
Görüldüğü gibi bir kültürler sentezi olan bu coğrafyada kökenlerini bilmeden kullandığımız sayısız kavram var.
Dilimize Arapçadan, Farsçadan, Latinceden ve Yunancadan aktarılan ve nitelik değiştiren kelimelere en iyi örnek mesela "Fıskiye" değil midir?
Arapçada "Fısk" ahlakça kötü, dince günah davranışları adet edinmek anlamına gelir. Bu davranışları hayat tarzı olarak benimseyen kişilere de "Fasık" denilir.
Örneğin fasık oldukları bilinen kişilerin şahitlikleri şeriat mahkemelerinde kabul edilmezdi.
Eğer "Fısk"ı özgün anlamı ile değerlendirirsek "Fıskiye"nin de günah ve kötülük saçan bir düzen olması gerekir.
Oysa sıcak bir yaz günü havuz kenarında otururken fıskiyeden serinlik ve ferahlık bekleriz.
De Gaulle'nin Türkçesi
Yani Kürtçenin "Beyaz" anlamına gelen "Gewr-Gewur" kelimesini "Kafir"e benzetip "Gâvur" diye kullanmamız da galiba doğaldır.
Daha önce de yazmıştım.
De Gaulle Ankara'ya geldiğinde bir belediye yetkilisi ona kent hizmetleri hakkında bilgi verirken "Elektrifikasyon tamamlandı, reklamasyon servisi kurduk, trafikte sinyalizasyon başladı, kanalizasyon sistemi tamamlandı" demiş. Çevirmen bu açıklamayı De Gaulle'e tercüme etmeye kalkışınca Fransız devlet adamı onu susturmuş.
- Tercümeye lüzum yok, meğer ben Türkçe biliyormuşum, demiş.
Farklı kültürlerle içli dışlıyız ama bunun fazla farkında değiliz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.