Kim lan o!
Mehmet Esen diye bir modern meddah var... Bir ara Cem Yılmazı ben yetiştirdim, bildiği her şeyi ona ben öğrettim diye dolanıyordu ortalıkta.
Cem Yılmazın verdiği cevabı biliyor musunuz?
Ben bilmiyordum, Ekşi Sözlükten okudum.
Siz de bilin: Kim lan o! Güya beni yetiştirmiş. Yalaka! Karşıma tek başına çıksın. (....) Onun talebesiymişim. Yok öyle bir şey. Ayrıca kim lan o! Tanıyan var mı içinizde?
Mehmet Esen-Cem Yılmaz kavgasında taraf olacak değilim.
İki sanatçının atışması...
İlle bir tarafı tutmak zorunda kalsam, Mehmet Esen derim...
Haklı olduğunu bildiğim için değil... Cem Yılmazın tepkisini ölçüsüz, ayıp ve nezaket dışı bulduğum için...
Kaldı ki, Mehmet Esenin haklı olma ihtimali sıfır...
İnternet mecralarından öğreniyoruz ki, sanatçı arkadaşları aleyhinde konuşmayı, başarı ve ün kazanmış kimselere laf sokmayı itiyat haline getirmiş.
Bunda kenarda kalmış olmanın payı var mı?
Bilemiyorum ama yine internet mecralarından öğreniyoruz ki, Mehmet Esen stand-up işinin duayenlerindenmiş. Güldürürmüş, güldürürken düşündürürmüş, modern zamanlara uyarladığı meddah geleneğiyle farklı ve çağdaş bir mizah anlayışının izini sürermiş...
Yine internet mecralarından öğreniyoruz ki, Mehmet Eseni meslektaşları aleyhinde konuşturan temel saik, gereğince ve yeterince benimsenememiş, benzerlerinden (faraza Cem Yılmazdan) önce keşfedilememiş olması imiş...
Bunu da bilemem...
Kendisini sahnede hiç izlemedim. Oyunculuğu ve espri yeteneği hakkında yorum yapacak ne bilgiye, ne çapa, ne de cürete sahibim.
Bir-iki televizyon dizisinde gördüm, o kadar.
Behzat Ç.de şöyle bir görünüp kaybolmuştu...
Nereye kayboldu, onu da bilmiyorum.
Hatırımda kalan, mah
viyet barındıran acıklı bakışları ve Kesinlikle seçkin ve entelektüel bir sanatçıyla karşı karşıyayız dedirten Cihangir usulü ses tonuydu.
Öyleymiş... Seçkin bir sanatçıymış... Seçkinlerle birlikte olmayı severmiş ve bunu (kendi seçkinliğini teyit ettiği için) bir statü göstergesi sayarmış. Üstelik Cihangirde yaşarmış...
Mesela, bir dönem dünya güzeliAzra Akınla birlikte olmuş.
Bu birlikteliği gerekçelendiren açıklaması çok şaşırtmıştı beni... Hani insanın Nasıl yani? diye tepki verdiği durumlar vardır ya... Usta komedyen Mehmet Esen bende bu durumu yaratmıştı.
Bakın, niçin Azra Akınla berabermiş: Dört dil bilmese, opera sevmese Azra ile işim ne?
Birazcık tanıtabildim mi bilmiyorum ama Mehmet Esen bu...
Hem seçkin, hem entelektüel, hem de beraberliklerinde kalite arayan gusto sahibi bir insan.
Dün bir internet sitesinde gördüm...
Sanatçı arkadaşları aleyhinde konuşmayı itiyat edinmiş Mehmet Esen, bu defa ezan polemiğiyle gündeme gelen Yılmaz Erdoğana şarlamış. Öyle kaba, öyle çirkin, öyle aşağılayıcı ifadeler kullanıyor ki... Bunları alıntılamayı bile zül sayarım...
En hafifi şu: Yılmaz Erdoğan Kürt halkının yüz karasıdır...
Seçkin ve entelektüel bir komedyen olması hasebiyle rahatlıkla Türk halkının yüz akı sayacağımız Mehmet Esen, Yılmaz Erdoğanın gelenek, devrimler, resmi ideolojinin din algısı konusundaki açıklamalarına hangi itirazları geliştiriyor?
Tamam Kürt halkının yüz karasıdır ama bu adam bir şeyler söylüyor...
Mehmet Esenin bu söylenen şeylerle ilgili yorumu nedir?
İyi mi olmuştur gelenekle bağımızın koparılması?
Resmi ideolojinin din algısı ve dindar tanımlaması gerçeği mi yansıtmaktadır?
Günde beş vakit ezan okunan bir ülkenin filmlerinde ezana önyargıyla bakılması bir çağdaşlık göstergesi midir?
Nedir?
Mehmet Esen tahkir ve tezyifi seçerek bize ne anlatmaya çalışıyor?
Hem, nedir bu kalitesizlik?
Hani Yılmaz Erdoğan çıkıp, Kim lan o! dese, yeridir.
Bunu dedirtmemek için, Mehmet Esenin seçkinliğine ve entelektüel kalibresine yakışır itiraz gerekçeleri üretip kamuoyuyla paylaşması gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.