Gaziantep'ten sonra Eskişehir'de bir hafta sonu...
Üç hafta önce Gaziantep'teydim. Geçen hafta sonunu da Eskişehir'de geçirdim.
Bu iki kentte gezerken "Başkanlık Sistemi"nin yerel ölçekte "Başkanların vizyonlarına bağlı olarak" nasıl başarılı sonuçlar verebileceğini de gördüm.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey Gaziantep'i bir "Kültür Kenti"ne dönüştürme projesinin sonuçlarını uluslararası platformda da almaya başladı.
Gaziantep'teki "Yesemek Açık Hava Müzesi" ve "Zeugma Ören Yeri" de "2012 yılı UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi"ne alındılar.
Eskişehir'e gelince, bu kentteki değişimi "Yılmaz Büyükerşen Olayı" diye anlatmamız gerekiyor.
Yeni Eskişehir
Bir Orta Anadolu kentini Porsuk üzerine oluşturulan gölcükler, parklar ve hatta plajlarla bir nevi kıyı kentine dönüştüren, Odunpazarı evlerinin restorasyonu ile eski bir semti pırlanta gibi ortaya çıkartan, heykel ile Eskişehir'i kaynaştıran, operası, senfoni orkestrası ve bunlara dönük tiyatro ve konser salonları, müzeleri ile Eskişehir'i sanata taşıyan Yılmaz Büyükerşen için ne kadar övgü yazsanız azdır.
Bu övgüden daha önemli olan gerek Eskişehirlilerin, gerekse Eskişehir'i ziyaret eden diğer kentlilerin, Yılmaz Büyükerşen'e gösterdikleri ilgi ve sevgidir.
Eskişehirliler kentleri ile bir Parislinin olduğu gibi kaynaşmışlar. Geç vakitlere kadar kentin mekânları, yolları kadınlı erkekli Eskişehirlilerle dolu.
Kentli yaşam
Eskişehir'i işle ev arasında bir geçit olmaktan çıkartan bu hayat tarzının mimarının kim olduğunu da herkes biliyor... Birlikte kenti gezerken onu gören büyüklü küçüklü hemen herkes, Büyükerşen'i durdurup onunla fotoğraf çektirmek istiyordu.
Ve hemen herkes Büyükerşen'e "Başkan" diye değil "Hocam" diye hitap ediyordu.
Orhan Oğuz gibi Yılmaz Büyükerşen de Eskişehirlilerin belleğine "Hoca" kimliğiyle yerleşmiş.
Yılmaz Büyükerşen'le yapılan nehir söyleşiyi okurken (Zamanı Durduran Saat/ Doğan Yayınları) bir insanın birikimlerini ve deneyimlerini, üstlendiği göreve nasıl aktarabileceğine dönük yöntemleri de öğrendim.
Liderleri bulabilmek
Özetle şunu söylemeliyim.
Dünyanın hiçbir parkında komitelerin heykelleri yoktur.
Vizyon ve misyon sahibi "Lider"ler olmadan devrimsel değişimler de gerçekleşmiyor.
Bütün mesele bu liderlerin yetişmesine ve bunları halkın (ya da seçmenlerin) destekleyip fark etmesine bağlı.
Asım Güzelbey de, Yılmaz Büyükerşen de, seçmenlerin oy vererek icraatlarını onayladıkları iki Belediye Başkanı. Birinin AK Partili diğerinin CHP'li (veya eski DSP'li) olmaları çok şey değiştirmiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.