Yıldızlar ölmez, sadece gözden kaybolur
Ne kadar güzel özdeyişler vardır dünyanın her dilinde.
Orhan Boran'ın ölüm haberini duyunca o anda "Yıldızlar ölmez, gözden kaybolurlar" özdeyişini mırıldandım.
Radyo ve televizyondaki programları, müzikhol sahnelerindeki tek kişilik gösterileri ile kim bilir kaç kuşağın belleğinde yer etmişti Orhan Boran...
Benim kuşağımın mensupları Radyo Günleri'nde Orhan Boran'ın sunduğu "İpana 21 Puan Bilgi Yarışması"nı unutabilir mi? Bu yarışmaya katılanlardan birinin Orhan Pamuk'un babası Gündüz Pamuk olduğunu ve onun 21 soruyu da bildiğini hatırlar mısınız?
Ya da Fahrettin Aslan'ın Maksim'inin sahnesinde, bir elindeki beyaz mendili ile anlattığı fıkraları, hayali kayınbiraderinin hikâyelerini unutabilir miyiz?
Jübilesi yapılmıştı
2006'nın 10 Haziran günü de şöyle yazmışım Orhan Boran için:
"Pazar sabahları vardı... Ve Orhan Boran, 'Yuki'yle kavga eder, şakalaşır, fıkralar anlatırdı... Acaba Yuki bir tavşan mı, yoksa bir sincap mıydı?.. Radyo yerine televizyon olsaydı Yuki'yi de görebilirdik.
Sadece sesini duyduk...
Ben bu akşam 'Radyo Günleri'mi, yine yaşacağım... Sevgili Orhan Boran'ın Lütfi Kırdar Kongre Salonu'ndaki jübilesine gideceğim. Düşünün bir... Orhan Boran'ın mikrofona ilk çıkışından bu yana 55 yıl geçmiş..."
Park Otel'in barında
Özel yaşamında da "Beyefendi" kimliğinin simgesi gibiydi.
Bir yaz mevsimini Yeniköy'de kiraladığı yalı katında geçirmişti. Gönül Yazar'la beraberliğini tüm Yeniköylüler merakla izlerdi.
Bir dönemde de eski Park Otel'in barının gediklilerindendi.
Gazeteciliğimin ilk yıllarında ben de katılırdım zaman zaman bu barın çevresine.
Cumhuriyet'in sahiplerinden Doğan Nadi ile Orhan Boran'ın tadına doyulmaz şakalaşmalarına ben de kahkahalarımla katkıda bulunurdum.
Anlatmışlardı...
Doğan Nadi - Orhan Boran
Bir akşam Doğan Nadi de Orhan Boran da içkinin ölçüsünü kaçırmışlar.
Gece geç vakit evlerine gitmek üzere Park Otel'in kapısından çıkarken birbirlerine çarpmışlar.
Orhan Boran "Pardon" demek yerine sanki iki kadeh tokuşmuş gibi, "Çın çın" demiş Doğan Nadi'ye.
Park Otel yıkılırken barı da Bebek Oteli'ne taşımışlardı. Ama artık o barın çevresinde ne Doğan Nadi ne de Orhan Boran vardı.
Onlar bir süre Divan Oteli'nin barına taşındılar. Sonra da gözden kayboldular...
Film hiç bitmez
Hayat bir sinema filmi gibi... Zaman zaman başrol oyuncuları da filmden çıkıp gözden kayboluyorlar. Ama film figüranlarla da devam ediyor.
Ekrem Bora da "Hayat" denilen filmden ayrılmadı mı geçen ay ve film yine devam etmedi mi?
Bir başka özdeyişi daha hatırladım Orhan Boran'ı anarken...
- Ölmek yaşamaktan daha yaygın bir gerçektir. Çünkü herkes ölür ama herkes yaşayamaz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.