Dış basın Türkiye'de en etkili siyasi aktördür...
Başbakan Erdoğan "Uludere"nin odak noktasında bulunduğu dünkü AK Parti Grup konuşmasında Amerikan "Wall Street Journal" gazetesine de tepkisini seslendirirken şöyle dedi:
"İşte Wall Street Journal... Sana ne, sana ne oluyor? Sen nereden gocundun? Olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek niye? Orada seçim var, mevcut yönetimin Türkiye'yle ilişkileri iyiymiş."
Başbakan'ın önemli bir konuşmasında bir yabancı gazeteyi konuşmasına konu etmesi, Türk toplumundaki ruh halinin yansımasıdır da.
Takıldığınız ve eleştirdiğiniz bir konuyu, bir Türk gazetesinde isterseniz yüzlerce defa yazın.
Ya da beğendiğiniz bir sanatçıyı Türk gazetesinde isterseniz defalarca övün.
Bunlar kuma yazılmış yazılar kadar kalıcı etkilidir.
Gündem hemen değişir
Ama The New York Times'da, The Economist'te, Wall Street Journal'de veya Le Monde'da bu konularda bir haber veya bir yorum yer almaya görsün...
Bir anda Türkiye'nin gündemi değişir.
Hatırlayın 1981'de Turgut Özal'ın en yoğun eleştirilere hedef olurken "Euromoney" dergisi tarafından "Yılın Adamı" seçilmesini ve bu dergide ekonomimiz hakkında "Türk Mucizesi" denilmesini.
Turgut Özal 5 Nisan 1982'de İstanbul'da yaptığı bir konuşmada ekonomik tabloyu şöyle anlatmıştı:
"1981'de alınan ekonomik sonuçlar uygulanmakta olan politikaların doğruluğunu göstermiştir. Enflasyon yüzde 30'a çekilmiş, yüzde 4.4 büyüme hızına ulaşılmış, sanayi ürünleri ihracatında yüzde 120 artış sağlanmıştır."
Özal işin farkındaydı
Gerçekten Özal çok başarılı olmuştu. Ama bu başarının iç kamuoyu oluşturan yerli odaklar tarafından da görülebilmesi ancak bir yabancı derginin Özal'ı "Yılın Adamı" seçmesi ile mümkün olacaktı.
Çok kısa süre sonra Bankerler Olayı gündeme geldi. 22 Haziran 1982'de Kastelli yurtdışına kaçtı. 13 Temmuz 'da Turgut Özal Başbakan Yardımcılığı'ndan istifa etti.
Sonra olanları biliyoruz.
Kasım 1983'te yapılan seçimlerin ardından Özal Başbakan, aynı yıl kurduğu ANAP da tek başına iktidar oldu.
Dış basının Türk düşünce ve siyaset hayatındaki etkisinin ağırlığını bilen Özal her Amerika ziyaretinde mutlaka Wall Street Journal'i ziyaret eder ve yazı işleri ile toplantı yapardı.
Murdoch ve gazetesi
Türkiye'de siyasetçilerin başarısını "Time'a kaç kere kapak oldu ki" diye ölçenlerin sayısı az değildir.
Sonuçta medya etiğine ilişkin sayısız problemler arasında bunalan Murdoch'un gazetesi "Wall Street Journal" Türkiye siyasetinin en sıcak konusunda yön gösterici oluyor.
Bu gazetenin Murdoch'a geçtiğinden beri kalitesinin düştüğünü yazan The New York Times'ın Joe Nocera'sını ise Türkiye'de pek bilen yok... Çünkü bu yazar Türkiye hakkında yazmıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.