Kovulmadım
Bir yakınımın rahatsızlığı nedeniyle, bütün bir geceyi hastane koridorlarında ayakta ve uykusuz geçirdim. Kaç günün yorgunluğu da eklenince, fizik olarak bittim ve yazı yazacak mecali bulamadım.
Bir ara Murat Kelkitlioğlunu arayıp, Bugün beni boş geç demeyi düşündüm ama elin ağzı torba değildi ki... Bu defa Bak, Ali Akeli savunan bir yazı yazdı, hemen kovuldu diyeceklerdi.
Kronik düşmanlarım sevinmesin.
Kovulmadım...
Bu gazeteden yalnızca gazetesine saygısı olmayanlar kovulur.
Bunları da toplasan, bir kişi eder... Daha doğrusu etmez.
Neden bu kadar ağır konuştuğumu bilmiyorum.
Hayatını hangi ilke, hangi ahlak, hangi centilmenlik, hangi şık tavır, hangi onur üzerine kurduğunu bilmediğimiz birilerinden ilke ve ahlak dersi alıyoruz da...
Belki ondandır...
Postmodern darbe sürecinin sıkı düzeninde ağzını açmamış, şelek şelek gazeteci kovulurken hiç istifini bozmamış, gazetesinin attığı andıç manşetini pişkin bir tebessüme izlemiş ve varlığından ancak kıytırık Galatasaray yazılarıyla haberdar olduğumuz birileri de, kalkmış, yandaş gazeteci edebiyatı yapıyor.
Başbakanın tasma demecine kızıyorsan, kendi meslektaşlarına ak tasmalılar diye hakaret eden Can Dündara da kızacaksın. Hiç değilse, boynundaki militarist tasmayı çıkarıp öyle konuşacaksın...
Bir kısım medyanın üslubundan yakınıyorsan, her ağzını açışta sefil, zavallı, kof kabadayı, zorda olan sensin aslanım diyen şişkin egonun üslubundan da yakınacaksın.
Uludereyi dert ediniyorsan, Uluderede ölenlerin diliyle alay eden sütun komşunu da dert edineceksin.
Ki, ciddiye alabilelim seni...
İtimat edebilelim.
Sözünün değerini gözetip Adam haklı beyler diyebilelim.
Bu durumda bir şey diyemiyoruz. Sadece gülüyoruz.
Hülasası şu:
Bir yere gitmiyorum.
Pazartesinden itibaren ensenizdeyim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.