França eyaletinin kralı Françesko Felemenk
Bizi Osmanlı olmakla suçluyorlar ya, Osmanlı perspektifini yansıtayım dedim. Hürrem'in kocası sağ olsaydı, Fransa'nın çiçeği burnunda başkanı François Hollande'a herhalde böyle seslenirdi.
Eh, Fransızlar da başkanlarının nikahsız eşine ne diyeceklerini bilemediler, "resmi sıfat" aradılar, sonunda First Girl Friend'de karar kıldılar ya...
Çünkü ille İngilizce olacak! Bizimkiler de First Lady diyorlar, sonra da kızıyorlar. "Hanımefendi" diyebilseler, başörtüsü batmayacak.
Sayın başkanın bundan önceki nikahsız eşi Segolene Royal (adamdan dört de çocuğu var) geçen seçimde adaydı, hatırlarsınız. Rakibine "boynuzlu" demişti de, bütün Fransız dümbükleri "işte bizim temsilcimiz buymuş" diye oylarını Sarkozy'ye yağdırmışlardı... Françesko da "uğursuz karı, kendini de yaktın, beni de yaktın, partiyi de yaktın" diyerek ayrılmıştı. (Başkan, resmi nikahta keramet görmüyor, "boş ol" diyor, işi bitiriyor.)
Eh, şimdi de, saltanat elden gitti ya, "Carla'nın ne zaman boşanacağı" üzerine bahisler yürütülüyor...
Laf aramızda, şimdiki Birinci Kız Arkadaş, hariciye vekilinin de eski dalgası değil miymiş? Kendisi gazeteci. Yazmayı sürdürecekmiş ama politika yazmayacakmış, yalnızca kültür-sanat yazacakmış
Bizim matbuatın bazı delişmen hanımlarının da hiç anlamadıkları politikaya burunlarını sokmamaları için ille manitalarının iktidara gelmeleri mi gerekiyor yani?
Yazının buraya kadarı magazin okuru, özellikle de gazetemizi yalnızca pazar günleri alanlar için.
Asıl okuyucularımız, Fransız parlamento seçimlerini merak edeceklerdir.
Bugün birinci turu var, sonuçları yarın okursunuz. İkinci tur da haftaya bugün.
Başkanın partisinin, yani "kendine sosyalist diyen sosyaldemokratların" kazanması bekleniyor...
Olabilir de, olmayabilir de.
Bizim açımızdan ilginç yanı, ortaya çıkabilecek "iki başlı" iktidar, yani başkanın bir partiden, meclis çoğunluğunun başka bir partiden olabilmesi! İhtimal verilmiyor ama belli mi olur?
Bizde başkanlık ya da yarı-başkanlık sistemine karşı çıkanlar, esas olarak bu sistemi "hep Tayyip kazanır" diye istemiyorlar ama, bunu erkekçe söyleyemedikleri için "argüman" olarak işte tam da bunu öne sürüyorlar...
Bir kere, zayıf ihtimaldir.
Çünkü seçmenin genel eğilimi, başkan olarak belli bir lideri iktidara getiriyorsa, meclise de bu kez ayrı bir oluşumu pek taşımaz. Perşembenin gelişinin çarşambadan belli olması gibi, meclisi kimin kazanacağı, başkanlığı kimin kazandığından bellidir.
Bizim muhalefet bundan da korkuyor tabii.
Ama tersini düşünelim, diyelim ki, Recep Tayyip Erdoğan başkan seçildi, meclis çoğunluğunu da CHP ele geçirdi...
Buna ciddi ciddi ihtimal veren varsa, benim yazılarımı bir daha okumasa da olur, bendeniz okuyucunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.
Ama diyelim ki oldu... Amerika'da da ara sıra olabiliyor, Fransa'da da...
Erdoğan'ın elini kolunu bağlar, istediği kanunları çıkarmaz, ona iş yaptırmazsınız, fena mı, daha ne istiyorsunuz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.