Hayaller ve gerçekler
Kim ne derse desin, nasıl yorumlarsa yorumlasın gerçek açısından fark etmiyor: Kemal Kılıçdaroğlunun Sorunu hep birlikte çözelim çıkışı siyaseten CHPnin işine yaramadı yalnızca, iktidar partisinin elini de güçlendirdi.
Başbakan Tayyip Erdoğanın önümüzdeki hafta ayrıntılarını açıklayacağı yeni açılım biraz da CHPnin girişimi sonrası daha da güçlenen Ak Partideki özgüvenin sonucu... Güvenlik öncelikli politika izleyerek ekonomik, siyasal ve sosyal politikalar alanında kaydedilen kazanımları sürdürebilmek mümkün değil; bunu en iyi bilecek kişi bizzat Başbakan Erdoğanın kendisi...
Ekonomik büyümesini, siyasal istikrarını ve sosyal barışını sürdürebilmesi için, çözülemez hale gelmeden en kronik sorunundan kurtulması gerekiyor Türkiyenin... Kendisine hayranlıklarını ileten yabancılar, ya da görevi işlerin doğru gitmesini sağlamak olan bakanları ve danışmanları da herhalde Başbakan Erdoğana bunu söylüyordur.
Gerçek bu çünkü...
Madem söylenmesi gerekenlerden söz açtım, aynı yolda devam edeyim: Yapılmak istenenlerin başarıya ulaşması için en temel şart tutarlı olmaktır. Bir elinle yaptığını diğer elinle bozar veya söyleminle eylemin birbirini tutmazsa istediğin sonucu elde edemezsin...
İlk açılım süreci biraz da bu yüzden çıkmaza girdi: Açılımın muhatapları, göze alınanların mahiyetini de maliyetini de doğru hesap edemedikleri için verdikleri sözü tutmayıp akşam haberlerine yansıyacak birkaç görüntü karşılığı sürecin heba olmasına müsaade ettiler...
Yeni açılım benzer bir âkıbete uğramasın isteniyorsa, daha dikkatli olmak bu defa süreci yöneten siyasilere düşüyor.
Söylem ile eylem arasında mutlaka âhenk olmalı.
Evet, yeni bazı düzenlemelerin ilân edileceği açıklamada Uludere konusuna da girmek ve şimdiye kadar sürdürülen söylemle ilgili herkesin hak vereceği türden gerekçeleri aktarmak şart. Daha önce çeşitli vesilelerle başkalarının duyduğu acıyı hatta fazlasıyla taşıdığına tanıklık ettiğimiz Tayyip Erdoğan Uluderede hayatlarını kaybetmiş 34 vatandaşın acısını da hiç kuşkusuz yüreğinde taşıyordur.
Taşımıyor olsa olayın üzerinden fazla vakit geçmeden birbiri ardına jestleri neden yapmış olsun ki? Yüklü tazminatlar neden ödendi? Eşi neden Uludereye kadar gitme zahmetine katlandı?
Kimsenin samimiyetinden kuşku duymayacağı türden bir özür her şeyi değiştirecektir.
Hükümetin yeni girişimle sadece yurt içinde gönülleri kazanmayı değil, ülkemize yurtdışından yönelik tehditleri sıfırlamayı da amaçladığı anlaşılıyor. İçeride ana dilde eğitim konusunda bir adım beklentisi var, Kuzey Iraktan da dağdan inmeler eşliğinde silâh bırakılmasını sağlayacak stratejik yardım arzulanıyor. Başbakan Yardımcısı Prof. Beşir Atalayın açıklamaları bu yönde...
Olabilir mi? Tabii olabilir... Özellikle de CHPnin Bu sorun çözülmeli anlamına gelen girişiminden sonra ihtimal daha da büyüdü. Ak Parti ile CHP ülkenin ciddi bir çoğunluğunu temsil ediyor. Özellikle dağdan inmeyi çabuklaştıracak temaslar için BDPnin desteği de hayatidir ve o destek de alınabilir...
Fazla mı hayalci görünüyor? Her büyük başarı öyküsünün başlangıçta birilerinin hayali olduğunu unutmayın. Kürt sorununun çözümü Başbakan Erdoğanın büyük hayaliydi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.