Teşkilat-ı Mahsusadan Karakol ve Hamza teşkilatlarına
Teşkilat-ı Mahsusa, Enver Paşanın yurt dışına kaçmasından sonra dağılırsa da Kara Kemal Bey ve Kara Vasıf Beyin önderliğinde, Karakol Teşkilatı kurulur. Teşkilatın sağ kalan bütün adamları artık bu yeni oluşuma üyedir. Siyah Türk bayrağıyla Kuran-ı Kerim ve silah üzerine yemin ederler, devlet-i ali kurtuluncaya kadar savaşmaya. Miralay Arif bey, (Ayıcı Arif) anılarında sıkça söz eder Karakol Teşkilatından. Anadolu milli harekatına yardım görevinde, Harbiye Dairesi Reisi Yenibahçeli Miralay Ömer Lütfü, Piyade ve Makineli Şube Müdürü Binbaşı Narin Cevat Beylerin cansiperane çabaları, İttihatçıların Küçük Efendisi Kara Kemal Beyin örgütlediği mavnacılar, arabacılar, hamallar, gümrük ve deniz yolları çalışanlarıyla kimi zaptiyelerin ölümüne uğraşları sonucunda, Damat Ferit ve İngilizlerin denetiminde bulunan çeşitli depo ve ambarlardan, değişik tarihlerde tonlarca askeri malzemenin Anadoluya kaçırılmasını sağlarlar.
Zonguldaklı tüccarların kiraladığı Fransız bandıralı Kornilof, Mecda ve Vovesta adlı vapurlar, İstanbuldan İnebolu ve Samsuna tonlarla silah ve malzeme kaçırırken bu vapurlarda komiserlik yapan Gelibolulu Mehmet Kaptan ve İsmail Hakkı Kaptanın hatıraları önünde saygıyla eğilmek gerekir. Karakol Teşkilatı salt silah ve cephane kaçırma işleriyle uğraşmamıştır. Kıran kırana savaşlarda da büyük yararlıklar gösterdiğini biliriz:
Kocaeli Kuvayı Milliye Kumandanlığını üstlenen Dayı Mesut Bey, Binbaşı Fehmi Beyin Yavuz takma adıyla Adapazarı Milli Taburunu kurmasını emretmiş. İzmit çevresinde İngiliz ve Yunanlıların desteğini arkasına alarak lanet edilecek birçok rezilliğe sıvanan, Gönüllü Ermeni Alayı Kumandanı Kaptan Tanik Çetesi, Karakol Teşkilatının günümüze uzanan raporlarına göre 200ün üzerinde Müslümanı, kadın erkek, çoluk çocuk demeden kurşunlamıştı. Yavuz Bey bir gece, Aslan Bey köyünde, Tanik Çetesini kıstırır. Allah Allah naraları yeri göğü tutarken sayısı yüzleri aşan çete üyesi imha edilmiş, yöre halkı rahat bir nefes alabilmiştir.
İstanbulda taşımacılık ve satın alma işlerini yapmak amacıyla önce Hamza ve Ferhad daha sonra da Mim Mim teşkilatları kurulmuş. Bu sırada Yunanlıların İstanbulu işgal edeceği söylentisi yayılınca, Müdafaa-i Milliye adlı askeri bir teşkilat İstanbul ve çevresinden silahlı asker toplamış, halka silah dağıtmış, Yunanın yolunu gözlemeye başlamıştır.
Hamza Teşkilatı Ankaranın emir ve desteğiyle kurulmuş ilk istihbarat teşkilatıdır. Açığa çıkması halinde yerine Ferhad Teşkilatı onun bertarafı halinde de Kerim Teşkilatı kolları sıvayacaktır. Teşkilatların adlarını Mustafa Kemal Paşa koyar. Bu yeni örgütlenme yapısının nedeni İngiliz casusların Karakol Teşkilatına sızmalarıdır. Bunu fark edince Karakol kendini o saat tasfiye eder. Oysa bu tasfiye bir yanılmaca, iz kaybettirmedir. Çünkü Karakol tasfiye eder etmez kendini, ertesi sabah 31 Ağustos 1918de Ferhad Teşkilatı işbaşı yapar!
Hamza Teşkilatına gelince, bu kuruluş günü kurtarma yerine geleceğe yönelik çalışmalar yapmakla görevlendirilmiştir. Kendi içinde hücrelere ayrılmıştır. Örneğin Yıldız kod adıyla anılan Kolağası Seyfettin Bey (Tümgeneral Seyfettin Düzgören) ve adamları bir numaralı hücreyi oluşturur; görevleri Yunan ordusunun teşkilat ve harekatıyla ilgili istihbarat toplayıp Ankaraya yollamaktır. Diğer hücreler Fuat, Ay kod adlarıyla anılır. Ay hücresinin görevi casus avcılığıdır; İngilizler hesabına çalışan yerli ve yabancı nice casusu ortadan kaldırmayı başarır. Bu hücrede çalışan Efdal Bey adında Ermeni asıllı bir Osmanlı vatandaşı, İngiliz karargahına sızar, son derece önemli evrakı ele geçirerek Ankaraya yollar. Hamza Teşkilatının başarıları saymakla bitmez. Ama sonunda deşifre olur ve yerine Mim Mim Teşkilatı geçer hemen... Hepsine milletçe çok ama çok şey borçlu olduğumuzu unutmamız gerekir; mekanları cennet olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.