İhtiyacımız akıllı telefonlar değil akıllı insanlardır...
Hayatımıza "Akıllı telefonlar" öylesine girdiler ki, artık telefon kullanıcılarının fazla akıllı olmaları pek beklenilmiyor.
Başbaşa kalmak için bir masa başına oturan iki âşığın, birbirleri yerine akıllı telefonlarından başkaları ile konuşmaları, insan aklının kıtlığını kanıtlamıyor mu?
Veya pek tanımadığınız bir kişi, sorunlarını anlatmak için sizden randevu istiyor. Yoğun gündeminizde bir yer açıp, ona zaman ayırıyorsunuz.
Gelip karşınıza oturuyor. Onun sorunlarını anlatmasını bekliyorsunuz.
O anda ziyaretçinizin telefonu çalıyor.
Cebinden akıllı telefonunu çıkartıyor.
Akıllı otomobiller
Arayan kimse onunla konuşmaya başlıyor. Konuşmasının bitmesini boşuna bekliyorsunuz.
Bir süre sonra bu ziyaretçinizin telefonu kadar akıllı olmadığını düşünmeye başlıyorsunuz.
Şimdi sırada "Akıllı otomobiller"in üretilmesi varmış.
Otomobiller akılsızken de sürücülerin akıllı olmalarına zaten pek bakılmazdı. Trafik kazalarına kurban verdiğimiz canların sayısına bakılınca, sürücülerin genel akıl durumları kolayca anlaşılır.
Ayrıca sürücünün akılsızlığı sade kazalardan anlaşılmıyor ki.
Trafik ışıklarına önem vermeyenlere, güvenlik şeridine girip trafiği aşmayı akıllılık zannedenlere ve sağa sola saparken sinyal vermeyenlere, akıllı otomobiller akıl verebilecek mi?
Akıllı insanlar ararken
Aslında gerçek ihtiyacımız ne akıllı telefondur, ne de akıllı otomobildir.
Sade biz Türkiye'de yaşayanlar değil, tüm dünya halkları "Akıllı insan"ı bekliyor.
Bu akıllı insanın Apple veya Samsung tarafından üretilmesinin mümkün olmadığını da biliyoruz.
Bu konuda yapılabilecek tek şey, akılsızlıklara tepki göstermek ve insanları aklın yoluna davet etmektir.
Akla davet etmeninin bir yolu da "Mizah"tır.
Bunun en somut örneğini, gazeteciler. com'da yazan Adnan Berk Okan (veya Memduh Bayraktaroğlu) verdi geçen gün.
Bütün gazeteleri ve köşe yazılarını okumuş.
Terörle mücadelede hükümete yol gösteren akıllı meslektaşlarımızın önerilerini değerlendirmiş.
Ciddi bir öneri
Ve sonunda şu öneriyi getirmiş gündeme:
"Bir ara kuşkum vardı ama artık eminim;
Başbakanlar; İçişleri ve Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanını kesinlikle bazı meslektaşlarımız arasından atamalı...
Nasıl olsa bakan olarak atanabilmek için milletvekilliği şartı da yok...
Seçim nasıl mı olacak?..
Ne fark eder ki?...
Arkadaşlarımızın hepsi birbirinden cevher terörle mücadele konusunda...
Seçim kura ile bile olsa olur...
Değişim şartı konur, en uzun görev süresi dört ayı geçmez meselâ...
Ne terör kalır anasını satayım ne terör örgütü...
Büyük bir stok
Bu arada "naçizane" tavsiyem beni de bu bakanlıklardan birine en azından "yardımcı" olarak alsınlar...
Müthiş fikirlerim var...
Henüz hiçbirini açıklamadım..."
Aslında ben bu bakanlıklardan birini bekliyorum..."
Evet sayın okurlarım... "Akıllı insan"ı bekleyenlerin uzağa gitmelerine gerek yok.
Bunların hepsi bizim meslekte yığılmış durumdalar.
Müthiş bir akıllı insanlar stokumuz var medyamızda.
Adnan Berk Okan bunun farkına varmış.
Kutluyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.