Vallahi hem üzüldük, hem sevindik
Muhterem Abdüllatif Şener (nam-ı diğer Latif Abi), genel başkanı bulunduğu Türkiye Partisini kapattığını açıkladı.
Üzüldük...
Burada bir ironi ya da istihfaf yok...
Kelimenin gerçek karşılığı olan üzüntüden bahsediyorum.
Bir şeye son vermek, mücbir nedenlerle son vermek zorunda kalmak üzücüdür.
Hele, söz konusu olan iktidar umuduyla kurulmuş bir partiyse ve aldığı binde sıfır bilmem kaç oyla bir anlamda istiskale uğramışsa, bu yapıyı kurup ortaya çıkaranlar açısından bitiş kararını vermek daha da üzücüdür, hatta dramatiktir.
Bu durum, habere muttali olanları da üzer...
Fakat, kabahati Latif Abi biraz kendisinde aramalıdır.
Hayır, Niye arkadaşlarına başkaldırdı, niye eski partisiyle uyumsuz bir görüntü verdi? Partinin dördüncü adamıyken ve siyasi ikbal kapıları sonuna kadar açıkken, neden nafile bir iktidar oyununa kendini kaptırdı? demek istemiyorum.
Her şey siyasi ikbal değildir...
Latif Abi, eski partisinin doğrularını ilkelerine uygun bulma
mıştır, eski partisinin siyasi yönelimini memleket için tehlikeli görmüştür ve ayrılma kararı almıştır.
İyi de yapmıştır bence...
Latif Abide sakil duran husus şu:
İlkelerine sıkı sıkıya bağlı görünümü veren ve eski partisiyle ters düşmek pahasına bunu ifade eden Latif Abi, ilkelerinin kendisine vazettiği doğruları, ne yazık ki bakanlık koltuğundayken dile getirmedi.
Bakanlıktan alındı, yolsuzluk dedi.
Bakanlıktan alındı, bu özelleştirmeler yanlıştır dedi.
Bakanlıktan alındı, Türkiyenin gidişatından endişeliyim dedi.
Hele, Baykal tarafından Benim Cumhurbaşkanı adayımdır şeklinde istikbal edilince, büsbütün coştu.
Mesela, henüz üyesi bulunduğu parti hakkında açılan kapatma davasını, büyük bir hoşgörü ve eşsiz bir hukuk saygısı çerçevesinde izledi... Bir kısmı kendisini de ilgilendiren suçlamalara karşı, lakayt ve mütebessim bir tavır takındı. Bu dava hakkında ne düşünüyorsunuz? diye sorulunca da, hukuk saygısını yitirmeden, Yargının işidir, karışamam mealinde kaçamak cevaplar verdi.
Biz oysa, Ey Abdurrahman Yalçınkaya, googleden derlediğin yalan yanlış belgelerle koskoca partiyi nasıl suçlarsın? İddialarının odağındaki kişilerden biri de benim... Ben bu suçu işlemedim. Hukuku ideolojik mülahazalarının aleti haline getirme hakkını nerden alıyorsun? demesini bekliyorduk.
Demedi...
Burada demediği şeyi, Ergenekon soruşturmasında demeye başladı ve soruşturmayı eleştiren birtakım açıklamalar yaptı.
Hani ilkelerdi?
Hani yargının işiydi karışamazdık?
Latif Abide sakil duran ikinci husus da, kendisinde kurtarıcı rol vehmetmesiydi.
Baykal tarafından istikbal edilince, bir süre hakkı yenmiş Cumhurbaşkanı adayı edasıyla ortalıkta dolandı, sonra partisinden istifa etti... Bu işlere girmeyeceğim, dinleneceğim, kitaplarımla meşgul olacağım dediği halde, dayanamadı, bu işlerin içine balıklama attı kendini ve büyük Türkiye Partisini kurdu.
Dün, büyük Türkiye Partisinin kepenklerini indirdiği haberini aldık.
Üzüldük.
Fakat sevindiğimiz bir husus var:
Latif Abi, sıcağı sıcağına CHPden teklif aldı.
İnşallah bu teklifi değerlendirir ve tecrübelerini Yeni CHP çatısı altında aktarır.
Biz de istifade ederiz.
Bakarsınız, ileride doğacak liderlik boşluğunu da doldurur... Belli mi olur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.