Bu İsrail'in hakkından kim nasıl gelecek?
Yahudi milleti değil, Siyonist İsrail ve siyonistler için 'Allah haklarından gelsin' bedduasında bulunuyorum. Çünkü bunlar dünyanın başına beladırlar. Batılılar bunlardan yaka silkmiş, Madagaskar adası gibi bazı yerlerde tecrid edilmelerini bile düşünmüşler, ama sonunda -Osmanlı'nın hakkından gelince- boşluktan istifade ederek Filistin topraklarına yerleştirmişler.
Müslümanlar, farklı din mensupları ile bir arada insanca yaşamaya alışıktırlar ve asırlar boyunca hakim oldukları zaman ve mekanlarda gayr-i müslimlere, bütün temel insan haklarını tanıyarak birlikte yaşamışlardır. Yahudiler, Katolik İspanya'nın katliamından kaçınca onlara kucak açanların başında Osmanlı'nın geldiğini herkes biliyor. Gel gör ki, siyonistlerin hedefi, haksız ve hukuksuz olarak yerleştikleri, gasp ettikleri, durmadan sınırlarını genişlettikleri Filistin topraklarında Müslümanlar ve Hristiyanlarla -hak, hukuk, edep, dayanışma çerçevesinde- birlikte yaşamak değil, Nil'den Fırat'a kadar yayılan ve başkenti Kudüs olan büyük İsrail devletini kurmak ve başta Sahra ve Aksa meccidleri olmak üzere İslam mabetlerini yıkmak, Aksa'nın yerine Süleyman mabedini yeniden inşa etmektir. Bu niyetlerini gizlemiyor, gelip giden turistlerin ziyaret ettikleri yerlerde asılı levhalarda, maketlerde açıkça ilan ediyorlar.
Siyonist İsrail'in şimdiye kadar yaptıkları yanında hafif kalsa da Müslümanları rencide edecek olan son marifetleri, müzeye çevirdikleri bir caminin bahçesinde şarap festivali yapmaya kalkışmalarıdır. İsrail'in Beerşeva kentindeki Beerşeva Camii, dönemin Kudüs mutasarrıfı Abdülkerim Bey tarafından 1906 yılında yaptırılmış. Osmanlı buraları kaybedince cami müzeye çevrilmiş. Koca ülkede başka bir yer yokmuş gibi bir eski camiin bajhçesinde şarap festivali yapılması, her bahane ile Müslümanları döven ve öldüren siyonistlerin yeni bir tahriki olsa gerek.
İsrail ABD'ye, ABD de Ortadoğu'da en güvenilir partner olarak İsrail'e dayanıyor. İsrail'i mağlup etmek, ABD'yi mağlup etmek demektir; bunun da -imkansız değil, ama zor olduğu ortada. Filistin vaktiyle Rusya'nın desteğine dayandı, ama bundan da bir şey çıkmadı.
Kur'an-ı Kerim onlarca ayette 'kâfirlere bel bağlamanın hüsran ile sonuçlanacağını' söylüyor, Müslümanları birlik, kardeşlik ve dayanışmaya davet ediyor. Bugün parçalanmış İslam dünyasını bir bütün olarak ele aldığımızda 'politikadan savaşa kadar' her alanda önemli bir güç teşkil edecek insan, mal, bilgi ve teknoloji birikimine sahip olduğumuz apaçık ortada. Ümmete ait olan değerlere Batı'nın ne kadar muhtaç olduğu da görülüyor. Bu güç, kendi çıkarlarını korumaktan aciz olsun ve küçücük İsral ve benzerleri, tamamına kafa tutabilsin diye İslam dünyasının parçalanması hem sağlanmış hem de destekleniyor. Kendimize gelmedikçe, birlik ve dayanışmaya dönmedikçe, İslam barışını Müslüman gücüyle sağlamadıkça daha pek çok camimizde şarap festivali yapabilirler.
Onlara değl, kendimize kızalım, kendimizi ayıplayalım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.