Demokraside işler nasıl yürür? Çete kurarak mı?
Ümit Boyner Hanımefendi, TÜSİADın başkanıdır. Biraz farklı bir başkan olduğu, öncekilerin saplantı derecesinde benimsedikleri laiklik konusunda ipi gevşek tuttuğu söylenebilir.
Bu, insanda, Nihayet doğrusunu gördüler, gerçeğin ne olduğunu kavradılar duygusu uyandıran bir gevşeklik ve esneklik değil.
Mecburi bir gevşeklik...
Bugün bir Yılmaz Özdil ve Bekir Coşkun ideolojisine dönüşmüş bulunan laiklikle varılabilecek bir yol kalmadığını anladıkları için belki de...
Bunun dayattığı bir gevşeklik...
Laikliğin ergonomik olduğu keşfedilsin, siz o zaman görün TÜSİADı ve Ümit Boyneri...
Fakat bu gevşeklik, yine de, ara ara, Dört artı dört kabul edilemez... İmam Hatiplerin önü açılıyor... Eğitim elden gidiyor... diye kafa çıkarmalarına engel değil.
Bu farklı ve görece esnek Başkan, zaman zaman Biz buradayız anlamına gelebilecek çıkışlar da yapıyor.
Burada (yani gündemde) olduklarının teyidi olarak, Kürt meselesi hakkında ileri geri konuşuyor, cesur sayılabilecek çıkışlar yapıyor, saf demokrat düşünceler ileri sürüyor.
BDPlilerle halay çekmişliği, Biz buradayız ve sizi anlıyoruz demeye getirmişliği bile vardır.
Liberalizmle devletçilik arasında gidip gelen ama hangisinde sebat edeceğine bir türlü karar veremeyen salınımları ise başka bir yazının konusu.
Ümit Hanım, birkaç gün önce de bir açıklama yaptı ve demokrasilerde işlerin böyle yürümeyeceğini söyledi.
İki gazetemiz hemen atladı bu beyanatın üzerine...
Birincisi, Cumhuriyetle yaşıt olduğunu söyleyen ve bununla övünen Cumhuriyet gazetesi, ikincisi de yaştaş gazetenin savunduğu darbe ideolojisini deşifre etmekle övünen Taraf gazetesi.
Ümit Boynerin, bu son derece önemli, bu son derece hayati sözlerini manşete taşıdılar.
Meslek içi tabirle, pişti oldular.
Bu pişti olma durumu, siyasi iktidara yönelik hasmane haberlerde sık sık karşımıza çıkıyor ve şaşırmıyoruz.
Maksat hükümet zarar görsün...
Hükümet zarar görecekse, tesettür plajı haberleri yap... Hükümet zarar görecekse, Hasan Paşa Apartmanı civarındaki bazı lokantalarda içki servisinin kaldırıldığını ve korku cumhuriyeti oluşturulduğunu yaz... Hükümet zarar görecekse, FTnin asparagas haberini abart ve Türkiyede 50 AVMnin kapatılacağını öne sür...
Peki, Ümit Boyner, düşman kardeşlerin manşete taşıdığı önemli açıklamasında ne diyor?
Şunu: Uludere ve Afyonun arka planını bilmek istiyoruz. Demokrasilerde iş-ler böyle yürümez. Bunu kabul edemeyiz.
Biz de bilmek istiyoruz.
Uluderede ve Afyonda ne oldu?
Gerçi Kemal Kılıçdaroğlu, Afyon bir sabotaj... Birisi bana böyle anlattı demiş, önce bu birisinin muvazzaf bir subay, sonra da emekli bir general olduğunu söylemişti ama PKK nedense kendisine nam ve prestij getirecek bu sabotajı (!) üstlenmedi.
Ümit Boyner yine de sorumluluk duyuyor ve mezkur yerlerde ne olduğunu bilmek istiyor.
Çok iyi ediyor...
Fakat biz, Uludere ve Afyonla birlikte, 28 Şubatı da bilmek istiyoruz?
28 Şubat ne oldu?
Ümit Boyner bize, başkanlığını yaptığı TÜSİADın ne halt karıştırmaya hükümet darbesi içinde yer aldığını açıklasın... Beşli çete neydi? Niçin durup dururken voltranı oluşturmuşlardı? Onu anlatsın...
Sonra çıkıp demokrasilerde işler böyle yürümez desin...
Ki, gerçekten de Uludere ve Afyonu dert ettiklerine inanabilelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.