Engin Ardıç

Engin Ardıç

Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?

Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?

Şaka sanıyorduk, ciddi oluverdi. Yunanistan, Almanya'ya uyuzluk olsun diye, İkinci Dünya Savaşı'nda verdiği zarar ziyanın tazminini istiyor!
Hesaplamışlar, Hazreti İsa'nın ve yüce Meryem'in işine bakın ki bu rakam aşağı yukarı Yunanistan'ın dış borçları kadar çıkmış: 300 milyar avro.
Bu Yunan-Alman "sevgisi" çok eskilere dayanır: Avrupa devletleri, kendilerine göbekten bağlı bir Yunan devletini Osmanlı'dan koparıp aldıkları zaman, başına "ithal malı" Bavyeralı bir prensi kral niyetine dikmişlerdi: Otto.
Adını kendilerince "Othon" yapıp yerlileştirdiler ama adam Atina'ya ayak bastığında tek kelime Rumca bilmiyordu!
Oysa başkent, ilk seçtikleri liman kenti Naflion olarak kalsaydı ve gelişebilseydi, liderleri Capo D'Istrias'ı da kelek bir kan davası uğruna birtakım Pelopones ayıları öldürmeselerdi de Yunanistan en başından bir cumhuriyet olarak doğup büyüseydi...
Şimdi, bir yandan Altın Şafak denilen Neo-Nazi partisinin iti kopuğu Hitler'e övgüler düzerken, bir yandan da Alman ordusunun ve SS örgütünün üç yılda, 1941-1944 yılları arasında öldürdüğü 80 bin kadar Yunanlı hatırlanıyor... Bu rakama, gaz odalarında boğulup fırınlarda yakılan Selanik Yahudileri de dahil midir, onu da söylesinler. (Onların da 30 bin kadar olduğu tahmin edilir.)
Angela Merkel bu parayı öder mi? Hayır.
Yunanlılar da alamayacaklarını biliyorlar ama maksat gıcıklık olsun.
Almanya'dan ünlü "Elgin mermerlerini" istemeleri de, bizim Bergama Zeus Sunağı'nı istememiz de hep aynı kapıya çıkacaktır.
Bu yolun sonu yoktur.
Ama istemek de serbesttir tabii.
Bizim sevgili Kahramanmaraş'tan birkaç uyanık da Fransız hükümetinden işgal sırasında verdiği zarar ziyanın bedelini talep etmişti hani... Bendeniz de, "aman kurcalamayın, ya Avusturya hükümeti de bizden Viyana kuşatmalarında kırıp döktüğümüz şeylerin parasını isterse" demiştim...
Almanya para vermeyecektir ama Yunanistan da borçlarını ödemeyecektir.
Çünkü, ne kadar kemer sıkarsa sıksın, borç tutarı, Yunanistan'ın ödeme gücünün çok ötesindedir.
"Moratoryum" kaçınılmazdır. Bugün erteleniyor ve "iflas" sözcüğü telaffuz edilmiyor, yarın edilecektir.
Eninde sonunda Yunanistan'ı bekleyen müthiş bir işsizlik ve enflasyondur, bugünkünden daha beter...
Bu yol da kaçınılmaz biçimde faşizme çıkar. Avusturyalılar kendi faşist liderleri Jörg Haider'i Alman gizli servisinin de yardımıyla trafik kazası süsü verip yokettiler, burada "İstanbul'u geri alacağız" diyen dangalağı bir şekilde yoketseler bile birkaç albay çıkar, onun yerini doldurur...
Yoksa bizde de "gerekirse ekonomik kriz çıksın ama bu hükümet gitsin" diyenlerin istedikleri bu mudur?
Ekonomi batsın, hepimiz aç ve açıkta kalalım, bir faşist gelsin bizi "kurtarsın"...
Balyoz davası kararına ağlayan Babıali utanmazları bunu mu istiyorlar?
Son yıllarda pek moda olan o yanlış Türkçe deyimle söylersek, tabii ki de.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Engin Ardıç Arşivi