Muhalefetin, bazı hırçın ve huysuz "nevzuhur" muhaliflere karşılık daha hesapçı, daha kaşarlı ve çakal olan kesimi, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olma isteğine daha "ince" taşlar koyma hevesinde...
"Partili cumhurbaşkanı olmaz" diyorlar.
Sakıncalarına örnek olarak da Celal Bayar'ı gösteriyorlar.
Benim kuşağım ve benden büyükler, Bayar'ın "elinde DP amblemli bastonuyla" çizilen karikatürlerini hatırlayacaktır...
Bürokrasi, halkın seçtiği iktidarı 1960 yılında devirip yerine kırk yıl sürecek bir "denetim rejimi" kurduğunda, çözümü şöyle bulmuştu: Cumhurbaşkanı, "görüntüde" tarafsız, ama mutlaka memur olacaktı. Bunun için de en kestirme yol, cunta liderinin, daha sonra da genelkurmay başkanlarının ya emekliye ayrılıp ya da istifa edip köşke çıkmalarıydı!
Evet, Cemal Gürsel olsun, Cevdet Sunay olsun, çok tarafsız başkanlardı maşallah...
Bu sisteme karşı çıkmaya güçleri yetmeyen Demirel ve Ecevit'in bulabildikleri alternatif, bir ara "genelkurmay başkanını değil de bir kuvvet komutanını" (Fahri Korutürk), bir ara da "asker memuru değil de sivil memuru" (Ahmet Necdet Sezer) köşke çıkarmak oldu... Buna da maşallah...
Demirel, bir karacının (Faruk Gürler) köşke çıkmasını engelleyip onun yerine bir denizciyi (Korutürk) seçmekle demokrasiyi kurtarmış sayılıyordu... Gene maşallah... (Denizciler rakı içerlermiş ya, daha ilerici oluyorlarmış.)
Bugün cumhurbaşkanının partili olmasına "bürokrasinin emirleri uyarınca" karşı çıkanlar, acaba Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlık dönemleri hakkınde ne düşünüyorlar?
Partiden istifa edince birdenbire tarafsız oluvermişlerdi, bunu mu diyecekler?
Hayır, bu aldatmaca sürsün... Hepten engel olamıyorsak hiç olmazsa zorluk çıkaralım...
Erdoğan başkan olsun ama partiyi idare edemesin... Özal'ın edemediği gibi(!)
Ben kendilerine başka bir şey sorayım: Atatürk ve İnönü partisiz başkanlar mıydı?
İkisi de çatır çatır CHP Genel Başkanlığı görevini aynı anda sürdürmemişler miydi?
Utanmasalar Atatürk'ün tarafsız olduğunu bile söyler bunlar.
Evet canım, milletvekili listelerini kendisi yapmak gibi ufak tefek teknik ayrıntıların dışında!
Hatta, İnönü'nün kendini hem cumhurbaşkanı hem de "değişmez" parti başkanı seçtirmek gibi önemsiz dikta cilvelerinin dışında!...
Onların partili cumhurbaşkanı olmaları çok doğal karşılanıyor, sıra Bayar'a, oradan Erdoğan'a gelince huysuzlanma başlıyor.
O zaman erkek olsunlar, şöyle desinler: Partili cumhurbaşkanı, bizim partiden olursa iyidir, gıcık kaptığımız partiden olursa kötüdür!