ERKE, Ergenekon’un motoru muydu?
Birçok iyi yazara sahip Taraf gazetesinin ‘iyi’likte önde giden yazarlarından Gökhan özgün yazınca aklıma üşüşüverdi... ‘Erke dönencesi denen şey, bence yalnızca milleti güldürmek için uydurulmadı’ diyordu özgün, ‘Türk’ün buluşu bu sonsuz enerji kaynağı, bağımsızlığı inandırıcı kılmak için yaratıldı. Erke bir zavallı alternatif medeniyet tasarımıydı. Darbeden sonra halka tanıtılacaktı. Asıl makine bozuldu. Kısmet olmadı.’
özgün, ısrarla ‘dönence’ diye yazıyor.
Bu bir motordur, evet... Ama aynı zamanda dönencedir de.
Muhayyel ekseni etrafında dönecek ve Türk’e ‘beleş tarafından’ enerji üretecektir.
Efendim, ‘Ben yazmıştım’ demekten hazzetmiyorum.
Sizlerin de hazzedeceğini sanmam.
Ama ben bunu yazmıştım.
üstelik, Newsweek dergisinin bir haberine dayandırarak.
Hani, dergi, hep de alengirli işleriyle gündeme gelen Zafer Mutlu’nun kızı Zeyno Baran’ın bir açıklamasından mülhem, Türkiye’de 2007 yılında bir askeri darbe olasılığının yüzde 50 olduğunu, dolayısıyla askerlerin ‘Türkiye’yi AB yolunda tutma ihtiyacını artık hissetmeyebileceklerini’ yazmıştı ya...
Şu ‘Hudson Enstitüsü’ senaryolarını da hatırlayıverelim bir zahmet.
Bu kendi kendine enerji üretecek ‘Erke Dönergeci’ adı verilen motor da, kısmetse, en geç 2007’nin sonunda kamuoyuna tanıtılacaktı.
Kısmet olmadı.
Refikimiz hemşire, Erke’nin ‘yaklaşmakta olan darbenin kod adı’ olduğunu iddia ediyordu.
Biz de tabii, saf saf, ‘Enerji gereksinmeyen bir motor nasıl olabilir?’ sorusunu tartışıyorduk.
Bu tür buluşlar, nedense, hep de darbe arefelerinde yahut ‘müdahale süreci’ içinde gündeme gelir.
Her darbenin bir motora, bir muharrik güce, hatta ‘meşrulaştırıcı’ bir buluşa ihtiyacı vardır.
Hemen aklıma, 27 Mayıs’ın ‘Devrim otomobili’ geliyor.
Bu otomobilden birkaç tane üretilmiş...
Ekonomik olmadığı gerekçesiyle vazgeçilmiş...
Erke de böyle bir şey miydi?
Mazot yok, benzin yok, ısı yok, hareket yok, sürtünme yok; bu motor bu kadar enerjiyi neresinden çıkaracaktı?
Darbe için gerekli kutuplaşmanın, daha doğrusu ‘laik-antilaik gerilimi’nin ortaya çıkardığı enerjiyi mi mas edecekti?
Nasıl olacaktı?
Bir zamanlar ‘Con Ahmet’in devridaim makinesi’ vardı.
Bir de, Tümgeneral özdemir Kandemir’in icat ettiği ‘Emişli Memiş’ motoru.
Kandemir az enerjiyi çok enerjiye dönüştürmeye uğraşıyordu. ‘Olabilitesi’ olan bir şeydi bu.
Enerji, enerji üretir. Olur yani...
Fakat ‘Erke dönergeci’ öyle miydi?
Daha çok, Graham Greene’in romanındaki (‘Havanadaki Adamımız’), elektrik süpürgesinden tornistan, dünya dengelerini sarsacak ‘tehlikeli silah’a benziyordu.
Ergenekon savcıları bu işe de el atarlar mı dersiniz?
Hazır ‘Agarta’ saçmalığıyla ilgili söylentiler ortaya dökülmüşken...
Belli mi olur!
Bakarsınız motorun altından başka niyetler ortaya çıkar.
Belki de Erke, ‘Devrim otomobili’ etkisi yaratacak bir ‘moral buluşu’ olarak tasarlandı.
Moral buluşundan dolayı kimseyi suçlayamazsınız. Yargılayamazsınız da... Ama bu meseleyi tartışabilirsiniz. Dalganızı da geçebilirsiniz.
Biz de öyle yapıyoruz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.