Sevmek bu muydu?
Pazar notları:
Bazen geçmişimizi silmek, bazen gelecek korkumuzu yenmek için bir başkasına doğru koşuyor, çareyi onda arıyoruz. Ve buna "sevmek" diyoruz. Öyle mi hakikaten?
***
Bazen sırf kendimize katlanamadığımız için bir başkasında kaybolmak istiyoruz; bazen gücümüzü bir başkasına boyun eğdirerek test etmeye kalkışıyoruz. Ve bunlara "sevmek"diyoruz. Öyle mi hakikaten?
***
Bazen eksiklerimizi, gediklerimizi bir başkasının varlığıyla doldurmak istiyoruz. Ve buna "sevmek" diyoruz. Öyle mi hakikaten?
***
Sevgimiz ne zaman "can yeleği" olmaktan çıkacak da canımızdan bir parça olacak? Gülün koklansa da, koklanmasa da havaya karışmayı sürdüren güzel kokusu gibi hani... Galiba o vaktin gelmesine daha çok var!
***
Müzik bir tür "ruh çağırma seansı"na dönüştü. Fakat gelmiyor ruh! Yerinde sadece uçucu bir boşluk ya da derin bir acı hüküm sürüyor.
***
Müzik geceye aittir fakat sabahı özler.
***
Şarkılar hala hasretten; zamanın durduğundan, ayrılıkların sevdaya dahil olduğundan söz ediyor. Kim yalan söylüyor? Şarkılar mı, dinleyenler mi?
***
Tutku akıp giden zamanla sürekli kavga eder. Bize "ne içindeyim zamanın, ne de dışında"diyebilen bir aşk gerek! Modern zamanlarda imkansız mı? Bilmem. Belki.
***
Herkes birbirine çok yakın. Bir tür sürtünme, sürtüşme, sürüleşme ve sevmediğimiz ne varsa hepsini çaresizce sürdürme hali... Albert Camus haklı: Ara sıra boyumuzun ölçüsünü almak için muhtaç olduğumuz çölü kaybettik. Mesafe kalktı. Artık ne aşk, aşk; ne dostluk, dostluk; ne nefret, nefret! Hepsi sürtünerek birbirini aşındırıyor.
***
Limon ağacı getiriyorlar bana. Çok güzel. Fakat ben limon ağacım olsun değil, bir limon ağacı olmak istiyorum
***
Yine de güçlüdür aşk. Hayranlarına da, düşmanlarına da, kayıtsız kalırsa paçayı kurtaracağını sananlara da aynı şiddette çarpar ve yere serer.
***
Misafirdir aşk. İlahi bir emanet olarak gelir ve günü geldiğinde geri döner. Kalması için ısrar edenlere belki hatırlatmak gerekir: "Mesele ikinizin arasında değildi, hala anlamadın mı?"
(NOT: Geçen gün temizlik sırasında 2003 öncesinde çıkmış, çıkmamış bazı yazılarımı buldum. Bazı paragrafları baştan yazıp buraya aktarmak istedim. Yukarıda okuduklarınız bunlardır.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.