Terörün kanalı
Bu kanal, Aydın Doğan’ın kanalı CNN Türk...
İddialı konuştuğumun farkındayım...
İddialı ve aynı zamanda ağır itham içeren bir söz bu... Aydın Doğan mahkemeye koşup, “Yasa çerçevesinde yayın yapan kanalımız terörün kanalı olarak itham ediliyor, iddia sahibinin cezalandırılmasını istiyorum” dese yeridir.
Bunu alışkanlık haline getirdi zaten.
Eskiden, “İspatlayın, kendimi Taksim’de asayım” derdi. Ama asmazdı. Şimdi mahkemeye koşuyor. Kendisiyle, yayın organlarıyla ilgili itham ve iddialar karşısında, bir tür “susturma yöntemi” olarak yargıyı kullanıyor. Şu ana kadar, gazetemiz ve yazarları hakkında, 100’ü aşkın dava açtı... Yenilerinin yolda olduğunu istihbar ediyoruz.
Bu beyefendinin çalışanları, sık sık, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutumundan şekvacı olur: Efendim, gazeteci soru sorarmış, eleştiri hakkını kullanırmış, gerçeğin ortaya çıkması için yayın faaliyetinde bulunurmuş, hemen mahkemeye koşmak mı gerekirmiş!
Biz de aynı itirazları şimdi beyefendiye yöneltiyoruz:
Hemen mahkemeye koşmak mı gerekir?
Gazeteci soru sorar...
İşte soruyoruz:
Bavul içinde gelen 2 milyon dolar neyin nesiydi? POAŞ’ı nasıl aldınız? Hangi krediyle ve hangi şartlarla? Dışbank’ı nasıl elde ettiniz? Sonra niçin elden çıkardınız? Hakkınızdaki yargı kararları için ne diyorsunuz? Yargıtay, sahip olduğunuz medya organlarını baskı aracı olarak kullandığınıza ilişkin bir karar vermişti. Bu “karar”la teyit edilmiş cürümünüzü Doğan Yayın İlkeleri’yle nasıl telif ediyorsunuz?
Gazeteci eleştiri hakkını kullanır...
İşte kullanıyoruz:
Bir beyanatınızda, “1997 yılında, ordunun baskısı sonucu istifaya zorlanan İslamcı koalisyon hükümetine karşı benim medya organlarım savaş verdi”buyurmuştunuz. Gazetecinin görevi, TBMM’den çıkmış meşru hükümete karşı savaş vermek midir, gazetecilik yapmak mıdır? Hadi, yeni bir “İspatlayın, kendimi Taksim’de asayım” vakasıyla karşı karşıya bırakmayalım sizi. Peki, 28 Şubat’ta, darbenin tedvirine memur yazılmış elemanlarınızın cürümlerini nasıl açıklıyorsunuz? “Paşa, Başkan’ı hizaya soktu” ne demek? “Gerekirse silah bile kullanırız” ne demek? “İşi bu silahsız kuvvetler halletsin” ne demek? Hangi “iş”ten bahsediyorsunuz beyefendi? “Vay şerefsiz” ne demek?
Gazeteci, gerçeğin ortaya çıkması için yayın faaliyetinde bulunur...
İşte bulunuyoruz:
Önceki gün CNN Türk adlı kanalınızda, “tarafgirliği” şiar edinmiş “Tarafsız Bölge” programında, “tetikçiliğinize” soyunmuş bir elemanınız, “PKK terör örgütü değildir” diyen bir PKK sempatizanına propaganda imkânı verdi. Müdahale etme gereği bile duymadı. Başka fikirler karşısında cabbar ve militan tavırlar sergileyen bu şahıs, töhmetten kurtulmak için, işi “ispiyonculuğa” döktü: “Ben demedim... Emre Aköz dedi...” Malum yayın ilkelerinizde“Terör olgusunu konu alan yayınlarımızda, halkın haber alma hakkı ile terörün propagandasını yapmama ilkesini birlikte gözetiyoruz” deniyor ama aylardır bu ilkeyi çiğneyip duruyorsunuz... Açın bakın kanallarınıza; terörü himaye eden, teröre gerekçe üreten, terörü “terör” olarak görmeyen ne kadar siyasetçi, gazeteci, sivil toplumcu, sendikacı, eğitmen varsa, stüdyoda bir araya getirip terör örgütü propagandası yaptırıyorsunuz... Açıkça, suç işliyorsunuz. “Terörle Mücadele Yasası”nın ilgili maddesi şiddetle tecziye edilmeniz gerektiğini söylüyor ama bunları hatırlattık diye mahkemeye koşacaksınız.
Koşun...
Elbet “hukuk” bir gün bu topraklara uğrayacak ve halka karşı işlediğiniz suçların bedelini ödeyeceksiniz... Yargıdan kaçsanız bile, halkın yargılamasından kaçamayacaksınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.