Yaşadığımız dünyada bazı olayları değerlendirerek yaşantımızın ne kadar geçek olduğunu anlayabiliriz. Pakistan’da ABD tarafından iktidara taşındığı ve desteklendiği söylenen Müşerref istifaya zorlanıp ayrılınca ABD askerleri Taliban militanlarını takip bahanesiyle Pakistan sınırlarından içeri girdiler. ABD ile savaştığı söylenen El-Kaide büyük bir terör eylemi gerçekleştirdi. Bunların hiçbirinin ABD ile ilgisi olduğu söylenemez. ABD El-Kaide’nin hasmı olmasına rağmen bu örgüt neden Müşerref iktidardayken böyle bir eyleme girişmedi diye sormak komploculuktur.

Ülkemizde Ergenekon örgütü ortaya çıkarılmış ve üyelerinin ilişkileri en ince ayrıntılarına kadar tespit edilmiştir. Ancak örgüt şeması çizilirken birinci adam ve bir iki kişinin bulunduğu yerlerde hala soru işareti vardır. Ya birinci adam kimseyle görüşmemekte ya da onun iletişim kanalları öylesine farklı ki mevcut teknoloji ile onun gizemi kırılamamaktadır. Sorgulananlar ya onu bilmemekte ya da bu sırrı açıklamamaktadır. Onun dokunulmaz olduğu söylenemez. Çünkü eğer bu kişi bir asker olsaydı, en üst rütbedekiler yani orgeneraller de tutuklanabildiğine göre o da ele geçirilirdi. Ona ulaşılamadığı ve kimliği tespit edilemediği için bizim için hala bir sır olarak duruyor.

PKK adlı örgüt ABD’nin kesin desteği olmasına ve onun yuvalandığı yer ABD işgali altında olmasına rağmen varlığını sürdürebilmektedir. Eskiden Batı ülkelerinde eylem yapan El-Kaide şimdi İslam ülkelerinde faaliyet göstermekte ve bu eylemleri için sebep bulabilmektedir. Terör örgütleri için yeni bir tarif verebiliriz: Her yerde olabilen, karşı koyanların teknolojik duvarlarını delebilen, militanları davalarına asla ihanet etmeyen, hiçbir büyük gücün hizmetinde olmayan kimselerden kurulu olan ve yaptıkları her türlü eylemin kendileri açısından makul bir açıklaması olan örgütlere terör örgütü denir. Bunların doğa üstü güçleri vardır. Kimse onları bulamaz. Usame Bin Ladin hala gözlerden uzak yaşamakta ama gerektiğinde beyanat verebilmekte ve televizyonlarda yayınlatabilmektedir. PKK lideri Öcalan, hapiste olmasına rağmen, örgütünü rahatlıkla yönetebilmektedir.

Ülkemizde medya ile iktidar arasında bir mücadele vardır ve sebebi rant kavgasıdır. Bunun arkasında siyasi hesaplar olduğunu düşünmek abestir. Almanlar dürüst insanlardır ve bir yolsuzluğu öğrenince hemen onu yargıya taşımışlardır. Geçmişte daha büyük para transferleri olmuş olabilir. Eğer duysalardı onu da mahkum ederlerdi. Batı ülkeleri demokrasiye ve halkın iradesine saygılıdır ve buna karşı herhangi bir operasyon yapmaz, yapılanların içinde olmazlar.

Halkın iradesi kutsaldır. ABD halkı kimi isterse onu başkan yapacaktır ve bunu serbest seçimler belirleyecektir. Obama’nın Afrika orijinli olması, biraz Müslüman sayılması aday olmasını engellememiştir ve sonuçta, ABD halkı isterse, onu başkan yapabilir. Ama dünyada askeri tehditler ön plana çıkar ve Obama’nın barışçı söylemleri önemini kaybeder ve halk güvenlik arayarak McCain’i başkan seçerse buna kader demeyip önceden planlandığını söyleyenlere komplocu denmez mi? Birimiz sanal bir dünyada yaşıyoruz. Ben mi siz mi?