Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Çemkirme... Merak et!

Çemkirme... Merak et!

Çemkirmenin “gazetecilik” sayıldığı tuhaf günler yaşıyoruz.

Elinizde kalem, önünüzde klavye varsa ve vicdanen sakıtsanız, sizden her şey beklenir artık. 

Her şeyi eğip bükebilirsiniz.

Her cürümü işleyebilirsiniz.

Her melaneti sergileyebilirsiniz.

Ruhsat sorulmaz...

Kadrosuzluktan “liberalmiş gibi” yapan, hoca efendisinin tahsis ettiği operasyon gazetesinde sofistike “kumpas” haberlerine imza atmış ve çok canlar yakmış utanmaz bir adam...

Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan öldürülen teröristlerin hesabını soruyor.

Daha doğrusu, çemkiriyor.

Üslup son derece çirkin ve saygısızca...

Başbakan’a senli benli cümlelerle sesleniyor... Babasının oğluna seslenir gibi... “Söyle Başbakan Bey... Hesap ver Başbakan Bey... Konuş Başbakan Bey... Açıkla Başbakan Bey... Sen gazetecilikten ne anlarsın Başbakan Bey... Vicdanın sızlasın Başbakan Bey!” gibi rezil ve pespaye hitap cümleleri...

Muhtemeldir ki, “tarihsel bir imtiyaz”dan geldiğini düşünüyor... Ve yine muhtemeldir ki, “Paşa torunu” olmanın getirdiği bir imtiyaz bu... Bu hakkını kullanıyor!

Sorduğu soru şu: “Bu çocukları niye öldürdün Başbakan Bey?”

Silahları ve eylem planlarıyla Van’da bir villada kıstırılıp etkisiz hale getirilen “masum” teröristlerin (!) akıbetini soruyor. Etkisiz hale getirilmiş olmalarını “asayiş meselesi” olarak değil, “cinayet” olarak değerlendiriyor.

Taammüden işlenmiş cinayet...

Sonra da utanmadan işi retoriğe döküyor: “Sokaklarda vurulan beş aylık bebekler, yakın mesafeden kafasından vurulan insanlar, kurşuna dizilen Kürt kadınları, mahallelerin tanklarla yıkılmasını haber yaptığı için terör örgütü propagandası yapmakla suçlanan gazeteciler...”

Bu adam, “İstanbul sokaklarında tank görülmeden iç savaş çıktığı anlaşılmaz... Hadi PKK biraz daha gayret...” demeye getirmiş ve hiç yüzü kızarmamış bir adamdır.

Bu adam, Türkiye’nin kurtuluşunun, “bize çok acı çektirecek büyük bir altüst oluşla” mümkün olacağını söyleyen ve iç savaş arzusunu açıkça dile getiren bir adamdır.

Bu adam, başkalarının ölümü üzerinden “haklılık” devşiren ve bunu kariyer fırsatına çeviren bir adamdır.

Bu adam, “Müslüman Türk hükümeti Roboski’de Kürtleri bombalıyor” diyecek kadar dağıtmış ve yönünü şaşırmış bir adamdır.

Bu adam, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “alaşağı” edecek bir darbeye yeşil ışık yakan ve mütemadiyen bu özlemi dile getiren bir adamdır.

Buyuruyor ki;

Başbakan Bey “özgürlük” gibi “gazetecilik” gibi bilmediği kavramlar hakkında konuşmaktan vazgeçip bildiklerini söylesin, o 12 insanı kafasından kim vurdu, onu açıklasın...

Sen de meraklı bir gazeteci olarak bize, “12 insan” dediğin o 12 teröristin ne halt karıştırmaya o villada bulunduğunu açıkla... Daha doğrusu, merak et!

Kimdi o12 insan ve hangi “toplumsal yarar” uğruna silahlanmışlardı?

Dahası... Bu kadar hendeği kim kazdı? Ve ne amaçla kazıldı?

Bu kadar bombayı o menfezlere kim yerleştirdi?

Uzun menzilli silahlar, roketatarlar, Kanas’lar nereden geldi ve hangi müstevli/işgalci güçlere karşı o çocukların eline tutuşturuldu?

O beş aylık bebeği kim öldürdü?

Çorbacı çıraklarını kim taradı?

Fırat Sımpil ve Yasin Börü hangi barışçı siyasetin eseridir?

Merak et!

Sur, Cizre ve Silopi’deki operasyonlarda (güvenlik görevlileri hariç) 300’e yakın sivil öldürüldü. Binlerce ev harabeye çevrildi. Kim öldürdü bu sivilleri? Bu sivilleri öldüren kurşunlar hangi masum çocukların silahından çıktı? Binlerce ev hangi “beledi hizmetler” (!) çerçevesinde harabeye çevrildi?

Bu konularda merak geliştireceğine, terörle mücadele edenlere çemkiriyorsun ve hiç utanmıyorsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi