HDP’den duygusal kopuş
Zaman zaman farklı bağlamlarda gündeme gelen bir “Duygusal kopuş”tan söz edilse de, hendek kriziyle başlayan şu son süreçte “Türkiye” toplumunun “HDP’den duygusal kopuşu”nun çok net olarak gerçekleştiğini söylemek mümkün.
HDP, bilinçli ya da bilinçsiz olarak “Türkiyelileşme” söylemini çöpe attı ve bir anlamda “Türkiye partisi hüviyeti” ile intihar etti.
Bunu bilerek, isteyerek mi yaptı, böyle bir noktaya gelişte bütün HDP camiası tavır birliği içinde mi, bunlar ayrı konu ama gerçek şu ki, artık ne Demirtaş’ın ağzına ne de başka herhangi bir HDP’linin ağzına “Türkiyelileşme” söylemi yakışmayacak.
Peki ondan ötede bir çıkış yolu mu buldu HDP diye sorulursa, orasının da tam bir çıkmaz olduğu çok açıktır.
Kafalarını Rojava’da kendilerine vaat edilenin bozduğu görülüyor. Artık Amerika mı vaat etti, İngiltere mi, Rusya mı, orası muğlak ama “Orada bir yapı oluştururuz, oradan Türkiye’ye sarkarız, böylece kısa günün kârında Doğu-Güneydoğu’da bir statü oluştururuz” diye düşünmüş olmalılar.
Ve muhtemelen, “Süper küresel odaklar tarafından bir tür “Vaat edilen statü” söz konusu olmuşsa, buna Türkiye karşı koyamaz” diye düşündüler.
Bunu HDP mi düşündü, Kandil mi emrivaki yaptı, yoksa Demirtaş’ın zihin formatı, Washington-Brüksel seferleri sırasında mı tarumar edildi, bunu da henüz bilmiyoruz.
Ama her ne hal ise çok ciddi bir zihinsel iğfal söz konusu ve HDP gitti, “Fırtına gençlik” girdabına vücudunu teslim etti.
Duygusal kopuş, evet.
Türkiye’nin duygu dünyasından silindi HDP.
“Türkiye’nin duygu dünyası” derken, sadece Türkiye’nin Batısını, Kuzeyini, Güneyini kastetmiyorum, sadece Türkleri kastetmiyorum, bana göre ülkenin Doğusu-Güneydoğusu dahil, memleket nüfusunun Türk’ü Kürdü dahil, insan unsuru ve coğrafya bütünlüğü koptu HDP’den.
HDP gerçekten Türkiyeli bir parti mi?
Türkçe, Kürtçe ağıtları duyuyor mu HDP kadroları?
Başbakan hendeklerin arkasına yerleştirilen henüz bluğa ermiş Kürt çocuklarına “Sizin yeriniz orası değil, sizin yeriniz üniversite amfileri, okul sıraları” diye sesleniyor, siz bir HDP milletvekilinin ağzından böyle bir çağrı duyabiliyor musunuz?
Kandil “Ölün” desin ölsünler Kürt çocukları öyle mi? Ve Kürtler hala, HDP’nin arkasında saf tutsunlar. Çocuğu Sırp mı, İngiliz mi, Rus mu bilinmeyen bir profesyonel tetikçinin kurşunlarına hedef olsun ve Kürt anne, HDP’nin arkasında saf tutsun.
O ağıtlarda HDP’ye yönelik hangi lanet var, duyabiliyor musunuz?
HDP ayağına taş bağladı hendeğe gömdü kendisini.
Kaç zamandır Altan Tan’ın sesi çıkıyor mu?
Çıkmaz, çünkü o hendek faciasının nasıl bir siyasi intihara tekabül ettiğini okuyacak kadar siyasi bilinç sahibidir. “6-7 Ekim’de HDP olarak kitlelerin önüne çıkıp, kollarımızı gerip, ‘durun” diye seslenebilmeliydik” derken, tam da o Türkiye’nin yaşayacağı duygusal kopuşun farkındalığını seslendirmekteydi. Yasin Börü’nün hunharca, canice katledilişine sessiz kalan bir HDP’nin Türkiye ile duygusal bütünlük içinde olabilmesi mümkün müydü?
Kandil’e karşı “Hendeklerde neden ilk cephe hattına en toy Kürt çocuklarını yerleştiriyorsunuz?” diye isyan çığlığı atamayan bir HDP siyasetçisi, her şeyden önce Kürtlerle duygusal bütünlük sağlayabilir mi?
Lanet okuyor anneler, babalar, gözyaşı kurumayan minnacık çocuklar, eşler... Siz nasıl çıkacaksınız bu bedduaların içinden?
Binlerce şükür ki, yaşanan duygusal kopuş asla Kürtler’e karşı olmadı. HDP’yi Kürtlerden bile dışladı toplumun çok çok büyük kesimleri. Çünkü Türk-Kürt Mehmedlerin şehit cenazeleri yan yana konuldu, aynı anneler ağladı evlatlarının ardından, Mehmedler birbirlerinin son kelime-i şehadetlerine tanıklık ettiler.
Siz koptunuz arkadaş bu büyük milletten. “Kürtçülük” oynadınız ama rolden ileri gitmedi, ücretinizi küresel odaklar verecekti ama hendeğe bunca gömüldükten sonra ve Türkiye, Türk’ü Kürd’ü ile “Beni yıkamazsınız” haykırışını ortaya koyduktan sonra hala ücretleriniz verilir mi, bilinmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.