Susmaya susamak!
Pazar notları:
Uzun yoldan geldim; yeni serilmiş ak pak bir çarşafın üzerinde uykuya dalıyorum, öyleyse varım.
***
Gelincikler bize ne anlatıyor? Belki şunu... Bu "an"ın canlılığını değil de geleceği istiyorsan; sevmiyor, sahip olmaya çalışıyor ve bunun için hesap yapıyorsan... Bu can solar! Tez elden ve kesinkes solar!
***
Ne kadar seversen sev, içindeki duyguları aktaramazsın. Ne kadar sevilirsen sevil, ihtiyacından azdır. Ne kadar kovalarsan kovala, zamanı yakalayamazsın. En çok yoldayken anlarsın ki, aslında kendi içinde hep aynı yerde durmaktasın. Ve her başarı, asla başaramayacağın ne çok şey olduğunu anlatır. Yani... Hayat eksiktir, eksik kalacak!
***
Yanılıyorsunuz; aşk, proje değil duadır.
***
Sevgi bilgiden güç alır, aşk "bilinmeyen"den...
***
Dalıp gitmek ne dertlilik, ne düşüncelilik, ne de deliliktir! Bu koşuşturmaca, kuşatılmışlık, rutin mahkûmiyetler dünyasında "inci avcılığı" için bazen yegâne fırsat dalıp gitmelerimizdir.
***
Şehri bırakıp kırlara gitmek mi? Apartmanları bırakıp bahçeli evlere yerleşmek mi? İyi ama ben bir limon ağacım olsun istemiyorum. Ben limon ağacı olmak istiyorum.
***
Size de olur mu? Siz de bazen suya susar gibi susmaya susar mısınız? Sanki çölde kaybolmuş biri kulağınıza fısıldar: Suuuuuuuu....sss!
***
Bazı ağrılar itirafçıdır; bedeni değil ama ruhu ele verirler.
***
Hani Nietzsche der ya... "İnsanın hafızası irin toplamış yaradır." Peki, ya Google'ın hafızası? Hemoraji, yani kanama.
***
Modern insan temelde ikiye ayrılıyor: Asla yalnız kalamayanlar ve yalnızlığına sığınmadan yaşayamayanlar!
***
Affetmekten konu açıldı geçen gün. Herkes affetmekten söz ettiğini sanarak "unutma"yı anlattı!..
***
Almak isteyen affedemez! Çünkü affetmek vermektir.
***
Hep iki "kişi"yi severek başlarız... Biri sevdiğimizin yanımızdaki halidir, diğeri bizden uzaktayken zihnimizde bıraktığı iz. Bu ikisi birbirinden öyle farklıdır ki bazen, iki ayrı kişi gibidir. Sonra sürekli birlikte yaşamaya başlarız. Aylar, yıllar geçer. Sevgimiz eksilmiş gibi gelirse, bundandır!
***
Birini beklemek, insanı kendisiyle buluşturur. Sırf bu yüzden bile güzeldir beklemek.
ÖNEMLİ NOT: 2010-2011 Yılları arasında bu köşede yayımladığım bazı notlarımın bir süredir sosyal medyada başka yazarlara atfedilerek ve pek derme çatma bir halde kullanıldığını gördüm. O notlardan bazılarını buraya tekrar alarak ve bazılarını baştan ele alarak hatırlatmak istedim.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.