Tek dişi kalmış
Cumhurbaşkanımız, Uganda gezisinde "Birleşmiş Milletler daimi üyeleri arasında bir tek Müslüman ülke bile olmamasını" eleştirmiş. "Orada yeri geldiği zaman Uganda da, yeri geldiği zaman Türkiye de yer almalıdır" demiş.
Vermezler.
Çünkü BM, "dünya savaşını kazanan devletler" örgütüdür.
Örgüte girebilmek için "Almanya'ya savaş ilan etmiş olmak" koşulu aranmıştı!
Savaşa "fiilen" girseydik daimi üye de olacaktık ama bunu söyleyince İsmetçiler bize küfür ediyorlar.
Türkiye, son dakika diyebileceğimiz bir tarihte (23 Şubat 1945, Avrupa'da savaşın bitmesine iki buçuk ay kala) mecbur bırakıldığı için Almanya'ya savaş ilan etti (Alman ordusu epey uzaktaydı tabii!)...
Bu o kadar böyledir ki, Almanya'nın da örgüte katılmasına (elbette Batı Almanya'nın) ancak 1973'te lütfen izin verdiler.
Örgüte ancak "bağımsız devletler" üye olabileceklerdi.
Fakat Stalin su koyuverdi.
Genel kurulda oy sayısını arttırmak için, o tarihte bağımsızlıkla uzaktan yakından ilgisi olmayan Ukrayna ve Beyaz Rusya'nın da ayrı ayrı alınmalarını istedi!
Hani, Büyük Britanya'nın Avrupa Kupası elemelerine İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda olarak dört koldan katılması gibi... Birinden biri nasıl olsa finallere kalır...
Başkan Roosevelt buna boyun eğdi. (Stalin'in hangi kaprisine, hangi manevrasına boyun eğmedi ki?)
BM'nin kuruluşu daha başından "muhataralıdır" yani.
BM, bir "dünyanın yeni efendileri' örgütüdür, bütün küçük ülkeler orada birer "aksesuar" durumundadır.
Bu örgüt Amerikan demokratlarının bir hobisidir.
Gene bir demokrat başkanın, Wilson'un kurulmasına önayak olduğu Milletler Cemiyeti (League of Nations) etkisiz kalmış, hiçbir işe yaramamıştı. Yeni bir dünya savaşı patlak vermişti. (Amerikan parlamentosu, örgütün öncüsü olan Amerika'nın örgüte katılmasını onaylamamıştı! Bütün zamanların en büyük siyasi skandallarından biridir.)
Wilson'un "mirasçısı" demokrat Roosevelt'in bu yeni United Nations örgütü de dünyanın çeşitli yerlerinde patlak veren "yerel" savaşları önleyemedi.
Üçüncü bir dünya savaşının çıkmasını önleyen BM'nin "hikmeti" değil, iki süper gücün karşılıklı nükleer silah dengesidir vesselam.
Bu yüzden, bu örgüte hiç de bayılmayan Amerikan cumhuriyetçileri (örneğin bir George W. Bush), Amerika'nın Irak'a saldırmasına karşı çıkan örgüte "paranızı biz veriyoruz, kafamızı kızdırmayın, arpayı keseriz haaa" diyebilmişlerdir.
Birleşmiş Milletler'i dünyada en fazla ciddiye alan siyasi lider Ecevit olmuştur.
Ateşkes kararı aldığı zaman hemen uyacak (zaten ota bota ateşkes kararı alırlar), orduyu en olmayacak, en pis konumda, Girne-Lefkoşe arasında daracık bir boğaza sıkıştırıp bırakacak kadar...
Madem BM kararlarına bu kadar saygılıydınız, niçin bir ay sonra o kararı çiğneyip orduyu tekrar harekete geçirdiniz, bütün dünyayı karşınıza aldınız, haklı olduğumuz meselede bizi haksız duruma düşürdünüz eyy arslan sosyaldemokratlar?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.