Küçük burjuvalar rahatsız
Eee, hep genç subaylar mı rahatsız olacaklar canım? Rahatsızlığın sebebi terör merör değil, Kadıköy hanımları "inşaat sesi" istemiyorlar. Mağdur olmuşlar.
Üstelik "kesilmeyi bekleyen zavallı ağaçlar" da varmış, kimine sorsan "milyonlarca" diye de sallayabilir. Sallayan çıkmıştı.
Müteahhitler ağaç kesmemeye "azami dikkat sarfediyorlar" ama biz gene de sallayalım, hem iktidara kamış olsun hem de entellik.
Bu arada belediyenin sahil yoluna diktiği yeni ağaçları hiç görmeyelim mesela.
Taksim'de de kadınları çocukları "katlediyorlardı" ya, hani içinizden devrim demek geliyordu kızlar...
Bu hanımlar, Kadıköylü olarak çukur, beton mikseri, inşaat kamyonu istemiyorlar.
Eski köşkler bir çırpıda yokedilip yerlerine birbirinden çirkin apartmanlar domaltılırken rahatsız olmuşlar mıydı? Altmışlı yıllarda? O berbat binalar çukur kazmadan, mikser ve kamyon kullanmadan mı yapılmıştı?
Bütün sokaklar delik deşik edilip doğalgaz boruları döşenirken rahatsız olmuşlar mıydı? Doksanlı yıllarda?
Hayır. Çünkü o zaman "Tayyip" yoktu.
Üstelik bazı "pis kapitalistler" de para kazanıyorlar kentsel dönüşümden. (Ekmek parasını kazanan binlerce inşaat amelesi önemli değil.)
İşin matrağı, "CHP seçmeni" küçük burjuvalar da kazanıyorlar!
Eski bina yıkılıp yerine yenisi yapılınca daire fiyatı zınk diye fırlıyor. Seksen metrekareye bir buçuk milyon dolar fiyat çeken var. Çünkü "size yeni bir yaşam sunuyorlar" cart curt.
Örneğin Bağdat Caddesi'nde dükkan sahibi küçük burjuvalar, aydan aya topladıkları kiraların akıl dışı, amansız rakamlara ulaşmasından hiç de rahatsız değiller...
Keşke bir yol bulunsa da, hanımlar çukur kazdırmadan, vinç çalıştırmadan, sokağa beton mikseri sokmadan eski binayı yıktırıp yenisini yaptırabilseler!
Sıfır gürültü, çok para... Ne güzel olurdu...
"PKK yenilsin ama kan dökülmesin" gibi bir şey yani!
Evet, bütün bütüne haksız değiller, çok gürültü var. Trafik de ara sokaklarda bile tıkanıyor artık (bunda büyük ölçüde "Bağdat tıkalı, aradan kaçalım mı abi" kafasının da payı var.)
Fakat o utanç verici, birbirinden çirkin, birbirinden sakil, hangi ayının yaptığını, hangi öküzün izin verdiğini bilemediğimiz "altmışlı yıllar apartmanları" da birer birer ortadan kalkıyorlar işte. Yerlerine yapılanlarda gene bir "kimlik", bir "İstanbulluluk" özelliği yok ama hiç olmazsa "estetik"...
Kat sayısı da yükseliyor, evet, İstanbul'un "enine genişlemesi" tıkanınca "dikinegenişleme" başladı, Manhattan gibi.
"Pasaport sormaktan" başka bir yol aklınıza gelebiliyorsa, boşaltın bakalım on dört milyon kişiyi de görelim.
Üzülmeyin hanımlar, ne oluyorsa öyle olması gerektiği, başka türlü olamayacağı için öyle oluyor. Siz bilmezsiniz, Karl Marx söylemişti.
Üzülmeyin canım, Kılıçdaroğlu "gelince" inşaat faaliyetini durdurur, kafanızı dinlersiniz. O arada Yunan adalarına falan gidin, yeni yelkenler açın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.