Yenikapı sözleşmesi ve yeni Türkiye
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin pazar günü Yenikapı’daki“Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nde milyonların önünde yaptığı tarihi sözleşmeyi milletçe bir taahhüt olarak kabul ediyoruz.
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı’nın çağrısıyla tankların ve eli silahlı üniformalı teröristlerin önüne çıkan halk hiçbir hesap yapmadan sadece bu ülke ve demokrasi için hayatını ortaya koydu. Onları meydanlara taşıyan parti aidiyetleri, kimlikleri, mezhepleri, meşrepleri değil, sadece yüreklerinde taşıdıkları ülke sevdası ve özgürlüklerini koruma aşkıydı.
Eğer bugün evlerimizde rahat uyuyabiliyorsak, özgürlüklerimizi kaybetmediysek bunu o kahraman insanlara borçluyuz. Elbette o gece Türk polisi muhteşem bir direniş sergiledi, şehitler verdi. Ama eli silahlı Haşhaşi eşkıyalara karşı ilk direniş ateşini sivil halk yaktı.
15 Temmuz’da darbecilere karşı kararlı duruşlarıyla başarılı bir sınav veren iktidar ve muhalefeti şimdi, demokrasinin standartlarını yükseltmek ve devletten bu çeteleri temizlemek için yeni ve zor bir süreç bekliyor.
***
İşte Yenikapı buluşması, bugüne kadar tarihimizde eşi ve benzeri olmayan o muhteşem fotoğrafla birlikte önümüze tarihi bir fırsat çıkarmış bulunuyor. Lütfen o fotoğrafa bir kez daha dikkatlice bakın... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli aynı karedeler... Bu fotoğraf bize diyor ki: “Darbeye karşı birlikte direndik, şimdi milletin iradesi doğrultusunda burada omuz omuza aynı saftayız, bundan sonra da Türkiye’nin bekası için, Türk demokrasisi için, milletimizin özgürlüklerini ve haklarını korumak için birlikte mücadele edeceğiz...”
Yani esas mesele memleketin bekası ve demokrasi ise gerisi teferruattır... Elbette bundan sonra da siyasi partiler kendi siyasal ilkeleri doğrultusunda siyaset üretecek ve farklı görüşleri dillendirecekler. Hatta kendi politik pencerelerinden iktidarı kıyasıya eleştirecekler.
Ama ‘Yenikapı Sözleşmesi’nin millete deklare ettiği bir taahhüt var onu unutmadan...
***
Zira Yenikapı’da siyasi liderler çatışmacı ve kutuplaştırıcı değil, müzakereci bir siyaseti taahhüt ettiler.
Liderler Yenikapı’da siyasi tarihimiz açısından bir ‘milat’ niteliği taşıyan ortak demokrasi mitingiyle bundan sonra husumet ve öfke değil, uzlaşma ve müzakere ruhunu taahhüt ettiler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Yenikapı’daki konuşmasında, “Yolumuza dayanışma içinde devam edeceğiz, ete kemiğe bürüneceğiz, mütevazi olacağız. Birbirimizi makam ve mevki için değil, para pul için değil, sadece Allah için seveceğiz”derken yeni Türkiye’nin yeni istikametini de çizmiş oldu.
Aynı şekilde Başbakan Yıldırım da bu tarihi dayanışmayı şöyle tanımlıyordu: “Bu tarihi birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız. İşbirliğini daha da güçlendireceğiz.”
***
7 Ağustos’ta tarihe not düşen CHP lideri Kılıçdaroğlu, “15 Temmuz bize bir kapı araladı. Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var” sözleriyle siyasette güçlü bir yeni Türkiye mesajı verdi.
MHP lideri Bahçeli ise şu ifadeleriyle kutuplaşmayı tarihe gömen önemli bir mesaj verdi: “Kutuplaşma ve cepheleşmeleri bıçak gibi kesmeliyiz. 15 Temmuz bir dönüm noktasıdır.”
İnanıyorum ki liderlerin her birinin adeta bir ‘Yeni Türkiye manifestosu’ niteliği taşıyan bu ifadeleri yepyeni bir toplumsal uzlaşmanın kilometre taşları olacaktır.
Eminim ki 15 Temmuz felaketi hepimizin kulağına küpe olacak, yeni Türkiye’yi bütün farklılıklarımız ve renklerimizle birlikte inşa edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.