Pazar notları: Yerimiz yurdumuz
Vatan... Şükür ki, tekrar tekrar öğrenilir.
Tam unuturken, unutturuluyorken kafana dank eder; çıplak, evsiz, ufuksuz bırakılacağınıfark ettiğin anda hatırlarsın.
***
İşgal zihninde başlatılır...
Sana yeryüzünden bahsederler.
Dünyadan, evrenden, küresel çağdan ve küresel insandan söz ederler.
Ama bir "yer"in yoksa, dünyaya bakacak yüzün de olmayacağı gerçeğini saklarlar.
***
Yerin, yurdun niye önemlidir? Çünkü insan yolcudur ama yola "durduğu yer"den başlayarak çıkacaktır.
***
Ömrünü Türkiye'den tiksinerek; burada doğduğuna bin pişman halde geçiren sosyal kesimler için "vatan dersi" çok uzun sürecek. Şüpheniz olmasın, her fırsatta dersi kırıp kaçmak isteyecekler. Kimse onlara güven duymamı beklemesin! Öğrenim tamamlanıncaya kadar beklerim.
***
Hisler irkilticidir; tedirgin eder. O yüzden hemen hissettiklerimizi yorumlamaya başlarız. Çünkü hisleri öldürmenin kesin yolu onlar üzerine konuşmaya başlamaktır.
Allah'tan ki, ölüp ölüp dirilirler!
***
Ciddi bir yanılgı... Aklımızı çok, hislerimizi az kullandığımızı sanıyoruz. Oysa çok kullandığımız şey akıl değil, hayat yolunda yürümek için yaslandığımız kupkuru bir baston: mantık. Modern insan aslında aşırı hissiyattan (santimantalizm) boğulmak üzere, farkında değiliz. Hislerimiz sel gibi her yana yayılıyor.
***
Akılsız kalp, kalpsiz akıl olmaz... Olsun diye zorlarsan ya hislerin miskinliğine ya da aklın mızmızlığına gömülürsün.
***
Görmeye o kadar odaklanmışız ki, insanlığın derin geleneklerinden başka gözler edinmeye çalışıyoruz. Üçüncü Göz, vd.
Bir gözümüz daha olsun, göremediklerimizi de görelim; etrafa hem şu bildik gözlerimizle hem de "kalbin gözleri"yle bakalım istiyoruz.
Tamam ama dinlemeyi, dokunmayı neden dışarıda bırakıyoruz? Dinlenecek "ses"ler; dokunulacak "hakikat"ler aklımıza bile gelmiyor. Ya koku? Ninemi hatırladım şimdi; ara sıra burnuna gelen "cennetin kokusu"ndan bahsederdi hep!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.