Akletmeye davet
Aklın dondurularak başkasına ciro edildiği yapılar ve onların başındakiler kim olursa olsunlar, milletlerin başına belâdırlar… Dün, bugün, olmazsa yarın, mutlaka vâdesi vardır ve günleri geldiğinde o belâ ortaya çıkar…
O yapılar, cemaat olabilir, parti olabilir, dernek olabilir, birlik olabilir, legal veya illegal olabilir… Başındakiler de lider olabilir, önder olabilir, genel başkan olabilir, şeyh olabilir, imam olabilir, komutan olabilir, şef olabilir…
Bir cemaat düşünün, bütün akıllara kilit vurulmuş, irade öndere teslim… Görülmeyeni görüyor, bilinmeyeni biliyor, düşünülmeyeni düşünüyor!.. Hiçbir sözü ve talimatı tartışılmıyor, tartışılamıyor… Oysa bu yetki Allah resulünde bile yoktu…
Ne güzel sistem!.. Allah'ın kendi resulüne vermediği yetkiyi, kendi önderlerinize verebiliyorsunuz!.. Üstelik din adına!.. Üstelik Kur'an-ı Kerim'in her tarafına 'akletme'yi serpiştiren din adına!..
***
Kendimce not düşmüştüm: Her derde iyi gelen ilacı alan kişi, her derde iyi gelen seçmen, her derde iyi gelen mürit, her derde iyi gelen militandır aynı zamanda... Sorgusuz inanmaya ve râm olmaya müsait; düşünmeyi, yapmayı ve riski başkasına havale etmeye meyilli bir insan yapısıdır bu... İşte ancak böyle yapılarda, kimi 'dinî' önderler Cenab-ı Allah'ın peygamberlerine bile vermediği yetkilerle donatılır...
Akıl devreden çıkmışsa, o önderlerin sadece kendileri değil, çocukları da Allah resulü'nün çocuklarının sahip olmadığı imtiyazlara sahip olur… Tabii o da din adına!..
Biliyoruz ki İslâm akla önem verirken o aklın 'ilâhlaştırılması'nı da yasaklıyor… Bunun anlamı kendi aklımızın ıskartaya çıkarılıp, topyekûn bir şekilde bir başkasının aklının ilâhlaştırılması değil elbette… Peki bunu kime anlatacaksınız? Bir başkasında bu ağır kusuru rahatlıkla görebilen ama kendi teşkilatı veya önderi söz konusu olduğunda 'ama bizimki farklı'ya sığınana mı?
***
Kesin nass'lar dışında nerede 'tartışılmazlar' varsa o yapı çürür ve çürütür… Tartışılmaz genel başkan!.. Kendisine gayb bildirilen din adamı!.. Değil çocuğu, çorabı bile 'farklı' şeyh!.. Kendisini yarım Tanrı zanneden önder!..Kendisini Allah tarafından 'seçilmiş' zanneden dâvâ adamı!.. İhraç fazlası mehdi … Yanılmaz bilge vs…
Bu sadece onların kusuru mu? Hepsinin gıdası 'insan'sa kusur nasıl sadece onlara atılabilir ki? Partizanlar, militanlar, müritler, kurşun askerler fark etmiyor, meselâ aklın bir başkasına ciro edildiği kötü örnekleri birine anlatın sizi şaşkınlıkla dinleyecek ve hak verecektir… Halbuki muhtemelen kendisi de bir başka saçma sapan ilişki zincirinin içerisinde… Onu hatırlattığınızda tepki gösterecek, 'fark'ı anlatmaya çalışacaktır…
İslâm'la biraz ilgisi olan Abese sûresinde geçen Ümmü Maktum hadisesini bilir… Orada Peygamber efendimiz âyetle ikaz edilmiştir… Hangi yapıya dahil olursa olsun, bunu bilen partizana, militana, müride veya kurşun askere sorulsun bakalım: "Sizin komutanınız, önderiniz, lideriniz, şeyhiniz her neyse, hayatında hiç hata yapmış mıdır?" diye… Muhtemelen bir tanesinden bile 'yapmıştır' cevabı alamazsınız…
Eğer 'akıldan münezzeh'seniz, tâbi olduğunuz da otomatikman 'hatadan münezzeh' hâle geliyor ne yazık ki!.. Bu sadece 'dinî' yapılardaki tefessühü değil, siyasî yapılardaki tefessühü de kaçınılmaz kılıyor…
İstisna yapılar var mıdır, elbette vardır ve onlar 'akletme'ye ve 'akleden'e kıymet verdikleri sürece bu yazıların konusu değildir…
***
"Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?", "Allah size âyetlerini gösterir, belki aklınızı başınıza alırsınız", "İşte akıllarınız ersin diye Allah size âyetlerini açıklıyor", "Ey temiz akıl sahipleri", "Akıllarını kullanmayan bir topluluk", "Onların çoğunun akılları ermez", "Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler", "Artık akıllanmayacak mısınız?", "Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır", "Fakat bunu ancak üstün akıllı ve temiz vicdanlı kimseler idrak ederler", "akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara gönderilmiş bir tebliğ", "aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi ", "Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık"…
Kur'an'da akla yapılan vurguların bir yalnızca bir bölümüydü bunlar… 'Aklı kullanma potansiyeli'yle 'yapıların sağlıklı kalma' ihtimalleri kesinlikle doğru orantılı… Siyasî veya ilahî cennetlere kavuşmayı 'kendinden çok daha üstün gördüğü ve aklını ciro ettiği' önderlere bağlayan ve bu yöntemle o cenneti beleşe getirdiğini düşünen, muhtemel vebali de onun boynuna atan ve sözde 'sıfır risk' alan kafa… Ne büyük problem bu…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.