Alman korktu, Rus yalvardı!
Eğer canınız sıkılıyorsa kabahat sizdedir!.. Muhtemelen büyük resme bakmayı bilmiyorsunuz!.. Önünüzdeki ağaca ağaçkakan mesafesinde yaklaştığınız için arkadaki ormanı göremiyorsunuz!.. Bütün manzaranız ağaç kabuğundan oluşuyor doğal olarak!..
Tedaviyi kabul etmekten başka çareniz yok!.. Şayet tedaviyi kabul etmezseniz, hem dünyanız hem de ahiretiniz berbat olur!.. Hiçbir şey yapamıyorsanız bari havuz medyasını takip edin ve oradaki 'büyük resim okuyucuları' sayesinde huzur bulun!..
Üzerimdeki gamı kasaveti atma ümidiyle dün öyle yaptım meselâ!.. İyi ki de yapmışım!.. Bir okuyuşta ciğerlerime Kurtlar Vadisi'nden artan ihraç fazlası enformatik şifalı oksijen gitti!.. Bambaşka bir insan oldum!.. Deneyin üç vakte kadar, kesin siz de öyle olursunuz!..
***
Havuzun amiral gemisinden fışkıran manşetin güzelliğine bakın: "Almanya'yı Erdoğan korkusu sardı"… Merak ettim tabii, acaba Almanya'da meselâ Münih'te gözü dönmüş Erdoğan isimli bir Türk döner bıçağıyla metroda Almanlara saldırdı da yakalanamadı mı diye…
Hayır, öyle değilmiş… Almanlar bizim Cumhurbaşkanımız Erdoğan'dan dolayı korkuya kapılmışlar… Çift tabancalı jöleli danışmana göre Deutsche Bank'ı satın alabilirmişiz, korku bundanmış…
'Alo Fatih'in gazetesinde ise eşzamanlı bir başka manşet: "Rus bakan bize yalvardı"… Haberin kaynağı 'adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili'ydi… Yalvaran Rus bakan ise Dışişleri Bakanı Lavrov… Antalya'da bedava tatil için yalvaracak değil ya koca bakan… 2013'te yalvarma nedeni Suriye'ye askerî müdahale ihtimaliymiş… Lavrov, "Aman siyaset yoluyla çözelim" diye yalvarmış bizimkilere…
Haberi yazan ilâve etmediği için görüşmenin geri kalan kısmıyla ilgili bilgi sahibi değiliz… Lavrov "Ayağınızın altını öpeyim" dedi mi? Bizim hariciyecilerimiz de "Kes ulen, böyle giderse iki seneye kalmaz uçağınızı bile düşürürüz" diyerek arkasından iki tekme sallayıp da mı gönderdiler? Lavrov kaçarken "Sizinle görüşeceğiz" diye tehdit etti mi? Bizimkiler de bunun üzerine "Biz öyle bir özür dileriz ki, delikanlıysanız kabul etmeyin" şeklinde arzı titretecek tarzda kontra tehdit savurdular mı? Bunları şimdilik bilmiyoruz…
Bildiğimiz bir şey var: Almanları korku sardı… Ruslar özür diledi… Amerikalılar tırstı… İran aldığı bir kararla coğrafyamızdan Kuzey Kutbu'na taşınmaya karar verdi… Yunanistan işgal ettiği adaların üzerine Mora'yı da ekleyerek iade etti… İsrail o hızla Mavi Marmara tazminatını yatırdı, Şimon Peres üzüntüye daha fazla dayanamadı… İsviçre'de halk 'Lozan hezimettir' nümayişleri yapıyor… Esat kendini şaraba vurdu… Sisi kaçmak isterken sınırda sahte pasaportla yakalandı…
***
Bizim medya gerçekten çok eğlenceli… Bunlardan keyif almıyorsanız uydudan yayın yapan televizyonlara takılabilirsiniz… Çörek otu yağı fırtınası yurdu sarmış durumda… 'Dinî' kanallarımız hızlı arayan şanslı müminleri soğuk sızma çörek otu yağı veriyor… Alan sadece şifa bulmuyor, 'dindar pazarlamacılarımız'ın ifadesiyle sevaba giriyor ve ahirete de katkı sağlıyor!..
Neredeyse kiloyla satılan akıllı telefonlar, zemzemli kremler ve sabunlar ve Arap sabunundan hallice ballar, gergedan boynuzlu ilaçlar, hiçbir şeyi kaçırmayan define arama cihazları…
Bir de duacılar ve istihareciler var… Sağ olsunlar, gelecek dağıtıyorlar… "Şununla evlen, şunun gözü göz değil… Bu yıl patates ek, senin için hayırlı gözüküyor… O çocuk okumayacak, sen onu sanata gönder" türünden yönlendirmeler…
"Böyle başa böyle tarak" mı, yoksa "böyle tarağa böyle baş" mı demeliyiz, tam bilmiyorum ama medyamızın çok eğlenceli, çok eğitici ve çok kaliteli olduğu açık bir gerçek!..
***
Yazıyı bitirmeden bir başka konuya geçmek istiyorum… 7 Eylül günü imzasız bir ihbar ve iftira mektubuyla gözaltına alınmıştık… Kamuoyundan şahsımızı aşan ve bizi son derece memnun eden çapta destek görmüştük... Sevenlerimiz, okuyucularımız, arkadaşlarımız, dostlarımız, medyadan ve sosyal medyadan büyük destek yollayarak açık bir haksızlığa karşı bizimle saf tutmuşlardı…
Bir hakkı ismen teslim edeyim… Bu süreçte Hukukî Mücadele Derneği'nin adaletin tecellisi yolunda çok büyük katkılarını gördüm… Kendilerine çok teşekkür ediyor ve adlarını daha sık duyacağımız bir sivil toplum kuruluşu niteliğine kavuşmalarını 'hukuk' adına diliyorum… Sağ olsunlar, var olsunlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.