Beşiktaş’tan Kayseri’ye Türkiye’den dünyaya
Henüz Beşiktaş’taki katliamın sebeplerini anlayıp kavrayıp, geride kalan acıyı yaşayamadan Kayseri’den üzerimize yeni bir hüzün yağdı. Beşiktaş’ta polisleri, Kayseri’de askerleri kaybettik. Tekrara hacet yok, acılıyız, kederliyiz, kalbimiz kırık, kalbimiz yaralı…
Evet alışmayacağız ama bir yandan da sıradışı bir terör gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini unutmayalım. Karşımızda, şiddet kapasitesi itibariyle dünyanın en büyük terör örgütü bulunuyor. PKK, sadece Türkiye içinde değil aynı zamanda Kuzey Irak’tan kuzey Suriye’ye kadar geniş bir alanda serbestçe hareket ediyor. PKK ile mücadelenin geleneksel zorlukları dışında sınır ötesi örgütlenme avantajından kaynaklanıyor. Yine kabul edelim zeminde de bir türlü çözemediğimiz Kürt sorunu gerçeği hala duruyor.
PKK EYLEMLERİ YENİ DİL İMKANI SUNUYOR
Bununla birlikte, hendek kalkışmaları ve beraberinde gelişen terör eylemleri uzun bir aradan sonra Türkiye’ye terör ve Kürt sorunuyla ayrı ayrı mücadele etme imkanı sağlamıştır. Yani, dünyaya sorunun salt şiddet olduğunu anlatacak yeni bir süreç gelişmiştir. Çözüm sürecinde üzerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getiren devletin bugünkü manzara karşısında uluslararası muhataplarına anlatacak yeni bir öyküsü oluşmuştur. Bir yandan PKK ile mücadele ederken öte yandan vahşi bir terörle şehirlerin kana bulandığı gerçeği üzerinden yeni bir atak imkanı vardır.
Vardır da önemli olan, sorunun uluslararası boyutunu sadece bir şikayet konusu olarak kullanmanın ötesine geçmeye karar vermek gerekir. Türkiye, küresel bir sorun olan terör konusunda sadece kendi imkanlarını ve kaynaklarını kullanmak yerine küresel mücadele gücünü hareket geçirmelidir. Buna karar vermek ve gündemi sadece PKK ile mücadele olan görüşme turuna çıkmak gerekir.
GÜNDEMİ SADECE TERÖR OLAN BİR MASA
PYD’ye desteğine itiraz ettiğimiz ABD’yle, Moskova’da PKK’ya büro açan Rusya ile ve terör konusunda ikircikli tavrına isyan ettiğimiz Avrupa’yla gerçekçi bir gündemle masaya oturmanın zamanı gelmiştir. Meselemizi anlatıp, ortak mücadele sözüyle ve hatta mekanizmasıyla masadan kalkmak şu anda PKK terörüne karşı tek etkili silahtır. Örgütün alanlarını daraltmak; konjonktürel ve kalıcı bütün ittifaklarını en azından zayıflatmak zorundayız. Terörü dışarıda, diplomatik ve politik güçle kuşatamazsak içeride kalıcı bir çözüm üretmek imkansızdır.
Bir başka ifadeyle dost kazanıp düşman azaltmak politikasına gecikmeden dönmek ve bunu ete kemiğe büründürmek zorundayız.
Terör içeride dayanışma duygusunu yok etmeyi ve hatta Türk-Kürt gerilimini en kaba yollarla artırmayı hedefliyor. Aynı zamanda da Türkiye’nin dünya ile bağlarını kopartmak, Ankara’yı uluslararası sistemden uzaklaştırmak gibi daha stratejik bir hedef gözetiyor. Şu halde, NATO üyesi ve AB ile müzakere halinde olan bir ülkenin yapması gerekenleri geciktirmeyelim.
Karşımızda, çözüm ve diyalog fırsatlarını heba eden ve sadece öldürmeyi amaçlayan bir örgütün olduğunu dünyaya, dünyanın anladığı dille ve yolla anlatalım. Eğer tek gündemimiz bu olursa ve içeride askeri önlemlerdeki kararlılığı masaya da yansıtırsak daha fazla müttefiki mücadeleye dahil etmenin yolunu açabiliriz. Her durumda bugünden daha az yalnız oluruz.
Özgür-Der’in Halep duyarlılığı
Türkiye kamuoyunun Halep’te yaşanan katliam ve dram konusunda duyarlılık göstermede yetersiz kaldığını yazmıştım. İyi bir sınav veremedik. Hatta bazı Batı ülkeleri kadar bile ses çıkartamadık. Bununla birlikte bazı STK’lar üzerlerine düşeni yapmaya devam ettiler. Bunlardan birisi de Özgür-Der’dir. Okuyucularımız Özgür-Der’in ortaya koyduğu tavrı yansıtmadığımdan bahisle şikayette bulundular. Haklılar… Bu süreçte Özgür-Der eylemleri ve açıklamalarıyla Halep duyarlılığı gösterdi ve yüreklere su serpti. Bu vesileyle anmak isterim.
Yine bu vesileyle ağır aksak yürüyen tahliye faaliyetlerine rağmen Halep’in kanamakta olan bir yara olduğunu belirtelim. Mesele Haleplilerin sürgüne gönderilmesiyle çözülmüyor. Mesele, Haleplilerin kendi şehirlerinde Putin ve Esad zulmü olmadan hak ettikleri şekilde yaşamalarını sağlamaktı. Bu olmadı. İnsanlık bu yüzden sınavı kaybetti…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.