Mustafa Karaalioğlu

Mustafa Karaalioğlu

Boynumuza asılan o uğursuz yaftalar

Boynumuza asılan o uğursuz yaftalar

Biz sadece terörle anılan, terörle yaşayan ve teröre sahne olmayı hak eden bir ülke değiliz. Aynı zamanda yılbaşını kutladıkları için, yılbaşında eğlendikleri için hayatlarını kaybedenler ülkesi de değiliz. Ne yazık ki önceki gece Boğaz’da, bir eğlence mekanında iki kahredici yafta bir kez daha boynumuza asıldı. Terör yine sinsi ve vahşi yolla hayatımıza girdi ve aramızdan birilerini ve de misafirlerimizi bizden aldı.

Yeni yıla daha kanı kurumamış saldırıların atmosferiyle tedirgin ve ürkek giriyorduk; ne yazık ki boşuna değilmiş…

***

Terör için yazılacak söylenecek çok şeyimiz de kalmadı. Biz elinde kalem olanlar ve siyasi sorumluluk taşıyanlar bir süredir aynı cümlelerle konuşuyoruz. Şiddete teslim olmamak, hayatın en beklenmedik anlarında karşımıza çıkmayı adet edinen teröre yenilmemek, boyun eğmemek en büyük sermayemizdir. Dünyanın en büyük birinci, ikinci, üçüncü terör organizasyonlarıyla mücadele ediyoruz ve yaşadığımız tecrübe bir başka demokrasinin tahammül edebileceğinden çok daha acılı ve kanlıdır. Bir hafta PKK, sonra IŞİD, ardından FETÖ ve sonra yeniden başa dönerek sırayla aynı sarmala bedel ödüyoruz. Uzun yıllar terörle yaşamayı öğrenen bizim gibi bir toplum için bile alışılmışın çok dışında bir tabloyla karşı karşıyayız. Bazen intihar saldırısı, bazen büyükelçinin ensesinde biterek, bazen bombalı araçla, bazen de önceki gece olduğu gibi bireysel infazcı karşımıza çıkıyor.

Hem de öldürürken yılbaşı kutlamasına karşı bir vahşeti de sergileyerek, yani ülkeyi iki kez küçük düşürmeyi amaçlayarak…

Terör, Türkiye’yi içeride tedirgin etmek isterken, dünyanın gözü önünde de itibarsız ve uzak durulması gereken bir coğrafya yapmaya çalışıyor.

Bu noktada daha gerçekçi olmanın zamanı gelmiştir. Bütün bu saldırıların arkasında kim olduğunu bilmediğimiz birilerinin veya tetikçileri yöneten güçlerin varlığının olması sorunumuzu çözmeye yetmiyor. Evet, PKK gibi, IŞİD gibi, FETÖ gibi herbiri diğerinden daha acımasız veya sinsi örgütleri başına bela almış bir ülkeyle herkes uğraşır. Herkes bu silahları daha sık kullanmak için fırsatları değerlendirir. Evet, 35 yıldır PKK böyle de kullanıldı. Şimdi de diğerleri kullanılacaktır…

Ancak, bizim sorunumuz arkadaki isimsiz güçlere feveran etmekle çözülmüyor. Nitekim, PKK böyle çözülmedi… IŞİD gibi daha karanlık, daha modern teknikler kullanan bir örgüt de çözülemez.

***

Yapılması gereken şu anda olduğu gibi kaynağa en sert müdahalede bulunmak ama aynı zamanda uluslararası ittifakları güçlendirmektir. PKK’yla, IŞİD’le, FETÖ’yle sadece biz mücadele etmeyelim. ABD ve Avrupa’yı mücadelenin ortak cephesine çekmek zorundayız. Rusya’ya merakımız çok artmışa benziyor; o zaman bu ülkeyi de de sahici bir işbirliği perspektifine davet etmeliyiz. Hem Türkiye’nin yanında görünüp hem de Moskova’da PKK’yı hala bir terör örgütü olarak kabul etmeyen, üstüne bu örgüte Moskova’da büro açtıran bir Rusya gerçekte işimize yaramayacaktır. 

***

Aylar geçiyor ve bu konularda bir adım atılmıyor. Oysa, hem müttefikleri hem de Rusya gibi konjonktürel işbirliği adreslerini ileri düzeyde motive etmek zorundayız.

Hülasa… Hem terörle bugün olduğu gibi sahada aktif mücadele hem de bundan daha önemli olan şeyi yaparak masada yeni bir konsept yaratmak zamanıdır. İkincisi yapılmadığı sürece ilkinden alınacak verim hak edilenin altında olacaktır.

Ortaköy’deki eğlence mekanında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ve misafirlerimizin acısını bir kez daha paylaşarak, bir kez daha yeni yıla dair iyi dilekleri en güçlü şekilde paylaşıyorum.

Terör bizi sarsamayacaksa, umudumuzu canlı tuttuğumuz için sarsamayacak…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Karaalioğlu Arşivi