Devlet Fuat Avni’yi ararken, biz onu bir televizyon kanalında izliyorduk.

Hem de canlı yayında...

Hem de, stüdyodaki konuklarla voltranı oluşturup Türkiye’yi tehdit ederken...

Hem de “darbe” ve “iç savaş” çağrıları yaparken...

FETÖçevrelerinde “bir internet fenomeni” diye lansmanı yapılmıştı.

Öyleydi gerçekten.

Sürekli, devletin gizliliğine ait bilgileri ve dokümanları faş ediyordu sosyal medya hesabından.

Ve yakalanamıyordu.

Bu da, “özgüven” olarak dönüyordu örgüte...

İnternet mecraları, Fuat Avni’yi ele geçirme çalışmalarının acıklı serüveniyle doludur.

Niçin yakalanamıyordu...

Çünkü “istihbarat desteği” alıyordu...

Daha doğrusu, Fuat Avni’nin kimliğinden haberdar olması gereken birimlerle, ona “kaçma” ve “gizlenme” imkânı sağlayan birimler aynıydı.

Hadi daha açık konuşalım:

Fuat Avni, bir dönem FETÖ’nün “özel haber alma servisi” gibi çalışan Emniyet istihbaratı tarafından korunuyordu.

17/25 yargı darbesi sürecinde Fuat Avni hesabından yapılan paylaşımlar bir başka gerçeği daha ortaya çıkardı.

Fuat Avni, sadece siyasi yöneticilerin gizli hallerine ilişkin bilgileri faş eden bir internet fenomeni ve Fetullah’sever bir tilmiz değildi.

Bir “casus”tu aynı zamanda ve yaptığı paylaşımlarla kısa sürede “ulusal güvenlik sorunu”na dönüşmüştü. Ama ele geçirilemiyordu.

Derken (MİT tarafından da arandığı bir dönemde), bir internet sitesinde “köşe yazarı” olarak karşımıza çıktı.

Yani, Fuat Avni mahlasını kullanan bir yazar vardı ve aramızda dolaşıyordu.

İlginçtir, ona köşe tahsis eden internet sitesi (Fuat Avni bir ulusal güvenlik sorununa dönüştükten sonra bile) bir muhakemeye ve soruşturmaya tabi tutulmadı.

Bir diğer ifadeyle, hem Fuat Avni, hem de ona “yataklık” yapanlar (yani internet sitesinin sahipleri ve yöneticileri), devletin ilgili birimleri tarafından korundular.

Ne zamana kadar?

15 Temmuz darbe girişimine kadar.

15 Temmuz’dan sonra Fuat Avni hesabı deşifre edildi.

Hesap, Said Safa isimli kişi tarafından kurulmuş... Paylaşımlar, uzunca bir süre o kişi tarafından yapılmış. Rota Haber’de Fuat Avni mahlasıyla köşe yazıları yazan da kişi de Said Safa’ymış. Sonra hesabını “anonimleştirmiş...” Yani, bir “havuz hesaba” dönüştürmüş.

Said Safa’yı nerden tanıyoruz?

Hemen küçük bir internet araştırması yapıyoruz ve şu bilgilere ulaşıyoruz:

Bir dönem FETÖ’nün Türkçe Olimpiyatlarında “sunuculuk” yapmış.

Şairmiş...

Bir ara, isim tashihi için mahkemeye başvurmuş.

Eski soy ismi “Solak”mış. Beğenmemiş. “Safa” yapmış.

Hesabını anonimleştirdikten (yani, FETÖ’nün casuslarına devrettikten) sonra bir internet sitesi kurmuş. Ahmet Altan’a ve Soros’çu liberallere (muhtemelen “yüksek telif ücreti” karşılığında) köşe yazıları yazdırmış.

Site için büyük paralar harcamış, vs...

Şimdi nerededir bilmiyorum ama ben onu sık sık Halk TV’de görürdüm.

Halk TV’nin kadrolu tartışmacıları arasındaydı ve her defasında devleti, devletin yöneticilerini ve siyasi iktidarı tehdit ederken yakalardım onu.

Mesaisini 15 Temmuz’a kadar sürdürdü.

Fuat Avni yakalandı (kimliği ve havuz hesabı deşifre edildi) ama iş bitmedi.

Halk TV’ye de bakmak gerekiyor.

Bu kanal CHP’nin yayın organı olarak biliniyor ama 16 Temmuz sabahına kadar “FETÖ’nün yan kuruluşu” gibi çalışıyordu ve sadece FETÖ’nün iddialarını seslendiriyordu, bir anlamda darbeye yataklık yapıyordu.

Bu kanalın yayınları (geriye dönük olarak) teşrih masasına yatırılmalı ve Başta “Fuat Avni” mahlasını kullanan kişi olmak üzere, stüdyoya davet edilen “konuklar”ın beyanları ciddi bir incelemeye tabi tutulmalıdır.

Bu kanal, aynı zamanda, darbe bastırıldıktan sonra bile FETÖ mamulü “utanç bildirisi”ni sabaha kadar ekranda döndürüp durmuş bir kanaldır ve yayıncılık adına yüzkarasıdır!