Adil Öksüz kilidi
Reina canisi 17 gün içinde, üstelik sağ yakalanınca, bunun Emniyet’in tebrike şayan büyük başarısı olduğunda hemen herkes hem fikir olurken, bunun hemen yanında, 15 Temmuz gecesi yakalanıp bırakılan Adil Öksüz’ü akla getirmemesi imkansızdı.
Nitekim bu konuda öteden beri yoğun soru işaretli açıklamalar yapan Kılıçdaroğlu, grup konuşmasında Adil Öksüz’ün de bir an önce yakalanmasını hatırlatmaktan geri durmadı.
Konu tabii olarak Anadolu Ajansı’nın Editör Masası programında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a da soruldu. Bakan şunları söyledi:
“Adil Öksüz 15 Temmuz 2106 darbe teşebbüsünün önemli aktörlerinden birisi. Maalesef o süreçte yakalanmasına rağmen serbest kalması sonucu bulunamadı. Darbe teşebbüsünde kilit rol oynayan isimlerden birisi olduğu anlaşılıyor. Şu ana kadar elde edilen veriler de önemli bir aktör olduğunu gösteriyor. Adil Öksüz esasında bu kadar saklanma beceresine sahip birisi değil. Birileri tarafından saklandığını düşünüyorum. İsmi kamuoyuna mal olduktan sonra ismi, resimleri öğrenildi, bilindi. Türk halkı da darbe teşebbüsüne karışanlar konusunda hassas. Vatandaşlarımız da gördükleri noktada güvenlik güçlerimize bilgi aktaracaktır. Ben Adil Öksüz’ün kafasını bulunduğu yerden çıkarabileceğini zannetmiyorum. Eninde sonunda güvenlik güçlerimiz Adil Öksüz’ü bulunduğu yerde bulacak ve adalete teslim edecektir. Henüz bulunmaması ama büyük bir çabanın sürdüğünü ve iz takibi yapıldığını biliyorum. Bazı olaylar yorumlanmak suretiyle bir değerlendirme yapılıyor. Ben Adil Öksüz’ün Türkiye sınırları dışına çıkmayı başardığına ihtimal vermiyorum. Olayın ardından hudut kapıları hemen bilgilendirildi. Ben Türkiye’de olduğunu düşünüyorum.
Adalet Bakanı Adil Öksüz’ün MİT’le irtibatı ile ilgili soruyu “MİT’le irtibatı konusu daha önce de söyledim. MİT’in ajanı da değildir mensubu da değildir bu bir açık iftiradır” şeklinde cevaplandırdı.
Bozdağ benzeri bir açıklamayı daha önce Meclis’te de yapmıştı.
Adil Öksüz hadisesi, taaa Akıncılar Üssü’nde yakalanıp bırakılmasından bu yana sıcak gündem özelliğini koruyor.
- Darbe gecesi, darbenin başladığı bir askeri üste, hiç olmaması gereken bir yerde yakalanması.
- 13 Temmuz’da Pensilvanya’dan dönmesi ve yine Akıncılar Üssü’ndeki başka elemanlarla birlikte Gülen adına darbenin fitilini ateşlediğine dair en kuvvetli delili sergilemesi.
- Buna rağmen serbest bırakılması.
- Ondan sonra sırra kadem basması.
- Bu arada Amerika’nın Fethullah Gülen’in 15 Temmuzla irtibatının kesinleşmesi için Adil Öksüz’ün yakalanması gibi bir şartı öne sürmesi.
Aslında devlet 15 Temmuz’da FETÖ parmağı konusunda tereddüt sahibi değil.
- Devletin elinde itiraflar var.
- Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’ın darbe girişimi gecesi derdest edildiği sırada kendisine “Seni büyüğümüzle görüştürelim” denildiğine dair ifadesi var.
- Adil Öksüz’ün, Akıncılar Üssü’nde bulunuşunu “Tarla almaya geldim” diye izah etmesinin saçmalığı var.
- Adil Öksüz’ün FETÖ ile ilgisi ise tartışılmaz.
Soru şu: Bunlar neden mesela ABD’yi tatmin etmiyor da “Adil Öksüz’ü yakalar ve onun itirafını FETÖ dosyasına koyarsanız bu işi FETÖ’nün yaptığına inanırız” diyor?
Adalet Bakanı Bozdağ “Türkiye’de saklandığını” söylüyor Adil Öksüz’ün.
Devlet şu ana kadar FETÖ operasyonları çerçevesinde onbinlerce insanı tutukladı, binlerce eve girdi, arama yaptı.
Güvenlik birimleri Reina için odaklandı ve 17 gün içinde caniyi yakaladı.
Adil Öksüz’ün yakalanamaması, operasyonların yetersizliğinden mi kaynaklanıyor, yoksa bu adamın saklanabilme becerisinden mi?
Tabii o saklanabilme becerisinin arkasında nasıl bir yapı bulunduğu da önemli.
Bakan, Öksüz’ün “MİT irtibatı” konusunu kesin bir iftira olarak görüyor. Aslında öyle bir şeyi soru halinde gündeme getirmek bile sıkıntılı.
Ya başka irtibatlar? CIA’in falan koruması?
Adil Öksüz “sağ” olarak yakalanmalı ki, bütün bunlar netlik kazansın? Ben devletin de bilmek isteyeceği pek çok şeyin kilidinin Adil Öksüz olduğunu düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.