Baykal’ın tapusu!
CHP siyasetinde gelenektir.
Kapalı kapılar ardında üç beş partiliyi toplar ve onlara "halk" muamelesi yaparsın...
Zeytinburnu'nda partisinin düzenlediği toplantıda Deniz Baykal da "buraya partili olarak gelmedim" deyip lütfetmiş: "Karşımdaki herkesi siyasi kimliğini düşünmeden benimle eşit konumda düşünüyorum."
Tabii dinleyenlerini uyarmayı da ihmal etmemiş: "Bu sefer vereceğiniz oy çok kıymetli,sakın ha tapuyu kaptırmayın!"
Haksız sayılmaz! Yıllarca devletin, memleketin tapu sahibiydiler.
Onca seçim yenilgisine rağmen tapu hep bürokratik oligarşinin elinde kaldı; yani "devletçi-seçkinler" durumlarını korudular.
Baykal yeni anayasanın bu antidemokratik katakulliye son vereceğini biliyor ve o yüzden telaş ediyor.
Deniz Baykal'ın (üzerinde durmaya değer mi, değil mi karar veremediğim) bir de iddiası var: "İktidar partisinden olup da bu anayasa taslağını doğru bulmayan, özel sohbetlerdebunu sık sık dile getiren hukukçular" bulunuyormuş..
Şimdi AK Parti meclis grubu bir açıklama yapsa iyi olur diyeceğim ama...
Ciddiye almaya değmez, diye karşı çıkacaksınız.
Eh, o da doğru!
Nihayetinde başına örülen kaset çorabını hakkıyla ele alamamış...
Partisinin bu kumpasa kurban edilmesine boyun eğmiş...
Onu da geçtim, daha geçen kasımda CNNTürk'teki röportajda "darbe girişiminde Gülen'in rolüne çok şaşırdığını" ifade etmiş bir siyasetçiden konuşuyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.