Kemal Öztürk

Kemal Öztürk

Siyasetin dört devrimci lideri

Siyasetin dört devrimci lideri

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, ülkenin kaderini radikal şekilde etkileyen dört önemli lider vardır.

Bu liderlerin iktidarları döneminde ilginç bir tarih akışı vardır ayrıca. Her 30 yılda bir, devrimci karakterli bir lider gelmiş, her lider 10 ile 14 yıl arasında iktidarda kalmıştır.

Büyük devrimlerin olduğu bu dönemlerin ardından da, 'evrimci' karaktere sahip koalisyon dönemleri olmuştur.

Bu tarihi akışı değiştiren tek lider Erdoğan oldu. Dün AK Parti'ye yeniden üye olarak, tarihi değiştirme hamlelerine yenisi ekledi.

Detayları anlatayım.

SİYASETİN DÖRT DEVRİMCİSİ

Bana göre siyaset tarihimizin dört devrimci lideri var.

Mustafa Kemal Atatürk/CHP (1924-1938)

Adnan Menderes/DP (1950-1960)

Turgut Özal/ANAP (1983-1993)

R. Tayyip Erdoğan/AK Parti (2002-…)

Bu dört devrimci liderin, hayatımızın akışını, ülkenin kaderini, geleceğini etkileyen ve onları “değiştirici/devrimci” olarak siyaset tarihine geçiren ortak özellikleri vardır.

Mesela hepsi büyük krizler ve buhranlar sonucu ortaya çıkmıştır.

Atatürk, yıkılan imparatorluk ve Birinci Dünya Savaşı sonrası.

Menderes, İkinci Dünya Savaşı bitimi, tek parti iktidarlarının sona ermesi sonrası.

Özal, 12 Eylül Askeri Darbesi sonrası ve soğuk savaş bitimi.

Erdoğan, 28 Şubat post modern darbesi, 2001 büyük ekonomik, siyasi ve sosyal kriz sonrası…

Erdoğan hariç, hepsinin icracı iktidarları, 10 ile 14 yıl arasında sürmüştür. Bu süre içinde çok hızlı ve çok güçlü değişimler yaşatmışlardır ülkeye. Bu devrim niteliğindeki değişimler sancılı, zor ama sonrasında ekonomik ve sosyal olarak büyük sıçramalar ve refah ortamları oluşturmuştur.

BÜYÜK LİDERLER 30 YILDA BİR ÇIKIYOR

Devrimci karakterli liderler, 30 yılda bir ülkede iş başına gelmiş. Neredeyse hepsi aynı özelliklere sahip: Radikal tutumlu, karizmatik, cesur, risk alan, vizyoner, devrimci karakterli...

İlginçtir ilk üç lider göz önüne alındığında, kendilerinden sonra devrimci özelliğe sahip liderlerin iktidara gelmediği görülür:

Atatürk/İnönü

Menderes/Demirel

Özal/Yılmaz

Her devrimci liderden sonra daha yumuşak, az risk alan “sürdürücü/evrimci liderler” görevi devralmış ve misyonu sürdürmüştür.

Bir devrimci liderin ardından başka bir devrimci liderin gelmemesini iki şeye bağlayabiliriz belki:

1. Yeni bir devrimci lider için ihtiyaç duyulan toplumsal ve siyasi şartların oluşmaması.

2. Bir devrimci liderin yorucu, baş döndüren değişimlerini sindirmek, içselleştirmek ve dinlenmek için toplumun zamana ihtiyaç duyması

LİDER SİYASETÇİLER SAĞDAN ÇIKIYOR

Koalisyon iktidarları da bu devrimci süreçlerin bitiminden sonra oluşmuş, ülke bir süre koalisyonlar tarafından yönetilmiştir. Ancak koalisyon dönemlerinin hiçbirinde devrimsel değişimler olmamıştır.

İlginçtir, Türkiye'de sağ siyaset ekolünün tutucu, sol siyaset ekolünün değişimci, yenilikçi olduğu iddia edilmesine rağmen, devrimci liderlerin dörtte üçü sağ siyaset ekolünden gelmiştir (Atatürk'ün iktidarı döneminde siyasette sağ ve sol kavramları henüz yerli yerine oturmamıştı. CHP'yi sola çeken İnönü oldu.) Dolayısı ile sol siyaset Cumhuriyet tarihinde hiç devrimci siyasetçi/lider çıkaramamıştır.

Ecevit ve Erbakan'ı ayrı tutmak gerek

Türk siyaset tarihinde Ecevit ve Erbakan'ı ayrı bir kategoriye koymak gerek. İkisi de devrimci karakterli liderlerdir aslında. Ecevit, “hakça bir düzen”, Erbakan “adil düzen” diyerek, mevcut sisteme ve düzenlere devrimci bir itiraz geliştirmiş, ancak tek başlarına iktidara gelerek zihinlerindeki devrimi hayata geçirmeleri mümkün olmamıştır.

Şaşırtıcıdır, devrimci karakterli bu iki liderlerin ortak kurdukları koalisyon hükümeti (1974), Türkiye'ye devrimci dönüşümler yaşatmamış, sadece Kıbrıs Barış Harekatı kararını almıştır.

Yine de “Karaoğlan Ecevit” ve “Erbakan HocHARİTASI NE OLACAK?

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini getirerek, siyasette ve ülkede tarihi değişimlerden birini daha yapan Erdoğan'ın hikayesi devam ediyor.

Hiçbir lidere nasip olmayacak güçte ve uzunlukta iktidarda kalarak, şimdiden kırılması zor rekorlara imza attı.

Şimdi gözler 21 Mayıs'ta yapılacak genel kurul sonrasındaki MKYK ve kabine değişikliğine çevrildi. Erdoğan'ın alacağı kararlar, AK Parti'nin ve ülke siyasetinin bundan sonra nasıl bir yol haritasına sahip olacağını gösterecek. Tabi 2019 seçimlerini de doğrudan etkileyecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Öztürk Arşivi