Ne yapmalı?
Dünya artık çok hızlı dönüyor...
Dakikası dakikasına uymuyor.
Ayağı yere sağlam basmalı ve temkinli olmalıyız.
Biliyorum, şuracıkta bu sözleri defalarca okudunuz.
Ama doğruya doğru!
Bakın...
Katar düne kadar dost bildiği ülkeler tarafından abluka'ya alınıverdi.
Bir ay önce bunu tahmin edenlere "Yok canım, o kadar da değil!" deniyordu.
Dünyanın üçüncü büyük gaz rezervine sahipmiş, kişi başına düşen zenginlikte dünyabirincisiymiş, Japonya ve Hindistan gibi ülkelerin bir numaralı ticari partneriymiş,fonlandığı şirketlerin dünya medyasında özel bir yeri varmış, hepsi hikaye!
"İçi dolu fıçıcık" ama nihayetinde küçücük.
Pentagon ve müttefikleri Katar'ı "terbiye" etmeye kararlı görünüyor.
Ha! Şunu da biliyoruz ki...
Bu haftayı Katar'ı ve Birleşik Krallık'taki terörü konuşarak ve endişelenerek bitirsek, gelecek haftaya çok ciddi bir başka gündem maddesi gelirse, şaşırtıcı olmayacak.
Peki Türkiye olarak ayağı yere sağlam bastık, temkinli olduk, diyelim...
İyi de, dünyanın zemini sağlam mı?
Değil.
O halde ne yapmalı?
Bu soruya cevap aramak için şimdi yazacaklarım bir siyaset yazısı veya uluslararası ilişkiler analizi çerçevesinde olmayacak.
Başka bir şey anlatmayı deneyeceğim.
Olay şu...
Zemin kaygan, oynak, hatta akışkansa...
Türkiye'nin de içinde olduğu coğrafi/politik atmosferde büyük çatışmalar tufan olup yağmaya hazırlanıyorsa...
Ülkemizi zihnimizde bir "gemi" gibi tasavvur etmeye mecburuz.
Fetöcü alçakların ve bölücü terörün dışarıda bırakıldığı ve geri kalanların kucaklanarak içeri alındığı bir gemi...
Sular çekilinceye kadar dalgaların üzerinde kayar gibi ilerleyen bir gemi...
Bir başka nokta da şu...
Birkaç yıldır akıl almaz kötülükler ve saldırılarla boğuşuyoruz.
Haklı olarak, zihnimiz hep "bunları nasıl engelleriz?" noktasına odaklandı.
Yani hamleleri başkaları yaptı, biz karşılamaya çalıştık.
Şimdi hamle yapma üstünlüğü bize geçmeli!
Dünyanın hızına uygun olarak, birbiri ardına birçok hamle yapabilen ülke olmak zorundayız.
Şu veya bu hamle işe yaramadı mı?
Aynısı bir daha tekrar etmek yerine bir BAŞKA'sını yapmalıyız.
(Biraz kapalı bir anlatım mı oldu? Olsun. Önümüzdeki günlerde olaylar üzerinden giderek açarız.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.