'Gündüzden bie avuç çalıp, geceleri ateşe vermeliyiz"
Şu günlerde özellikle sahuru beklediğim saatlerde John Lennon’un ‘İmagine’ şarkısını dinliyorum tekrar tekrar. ‘Ramazanda ne alaka Lennon’ diyebilirsiniz, bilmiyorum sadece içimden geldi dinliyorum işte... Ama ‘İmagine’i dinlerken müthiş bir duygu zenginliği yaşadığımı da belirtmeliyim. Bildiğim kadarıyla John Lennon dinlerken orucun ruhuna halel gelecek bir durum yok.
Henüz kendime tam anlamıyla izah edememiş olsam da, genellikle Ramazanda farklı müzik iklimlerinde dolaşmak ruhuma iyi geliyor. Mesela orucun ilk günlerinde de Itri ve Dede Efendi gibi Türk musikisinin büyük ustalarıyla buluşmuştum. Genellikle ikindi saatlerinde zihnimin toparlanmasında jazz ilaç gibi geliyor ve tabii ki geceleri rock...
Aslında bu bir müzik yazısı değil, İmagin’i dinlerken bir anda Paris 1968’de bir başkaldırı festivali gibi ortaya çıkan, dünyaya nanik çeken, yaramaz ve dünyayı değiştirmek isteyen isyancı kuşağın, yani 68’lilerin hikayesini okumak geldi içimden...
***
Farklı metinlerde bir bakıma ‘itirazın, insan olma hâli’ olarak tanımlanan Mayıs 68, gökkuşağının tüm renklerine sahipti.
İktidar devirme hayali olmayan ‘68 kuşağı’nın bazı sloganları bugün bile hala zihnimizde...
-Birini ve herkesi sevin.
-Yasaklamak yasaktır
-Hayalgücü eksik olanlar neyin eksik olduğunu hayal edemez
-Kapitalizmin bekçi köpeği ya da hizmetkârı olmak istemiyoruz
-Gerçekçi olun, imkânsızı isteyin
-Seçimler: ahmaklar için tuzaklar
Bana göre Paris 68’i tanımlayan şu ‘Gündüzden bir avuç güneş çalıp, geceleri ateşe vermeliyiz’ cümlesini okuduğumda John Lennon’un ‘İmagine’ (hayal et) şarkısını hatırladım. Beatles topluluğunun en politik üyesi olan Lennon, aynı zamanda öldürülme nedeni olan ‘İmagine’ şarkısında silahların ve ölümün olmadığı bir dünya hayali kurmuştu.
Tarihin hazin ironisine bakın ki Paris’te, Londra’ da, Berlin’de Mexico City’de, Roma’da sosyalist gençler isyan şarkıları söylerken, Çek ‘68 kuşağı işgalci Sovyet tanklarının önüne atlar, bir Çek genci işgali protesto etmek için tankların önünde kendini yakar. İşgalden yıllar sonra Prag’da Çek gençleri, tarihi Prag köprüsünde toplanıp şu sloganı atarlar:
“Lenin sizin olsun Lennon bizim!”
Biz de bugün bir avuç güneş alıp John Lennon’un şarkısında olduğu gibi daha güzel bir dünya hayal edebiliriz.
/Hayal et bütün insanların
bu gün için yaşadığını...
Hiç ülke olmadığını hayal et
Bunu yapmak zor değil
Öldürecek ve uğruna ölecek bir şey yok/
***
John Lennon’un bir basın toplantısında “Sizce hayatın anlamı ne?” diye soru soran bir gazeteciye verdiği şu nefis cevap, bir bakıma dünyaya nasıl bakmamız gerektiği konusunda da önemli bir ip ucu taşıyor.
“Ben beş yaşındayken annem her zaman bana mutluluğun hayatın anahtarı olduğunu anlatırdı. Okula başladığım zaman sınavda bana büyüyünce ne olmak istediğimi sorduklarında ‘mutlu olmak istiyorum’ diye yazdım. Onlar bana soruyu anlamadığımı söylediler, ben de onlara hayatı, hayatın anlamını anlamadıklarını.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.