Bayram için öneriler’ yazımda (23 Haziran 2017), bayramlaşmak için toplu mesaj atmayın dedim ya, mesaj yerine ulaşmış. Bu bayram hiç aramayan birçok dostum telefonla aradı. Seslerimizi duyduk, mutlu olduk.

Ben sözümü tuttum. Toplu mesajla gelen hiçbir bayram tebriğine cevap yazmadım. Sosyal medyaya girmedim. İnternet kullanımını en aza indirdim. Aile büyüklerimi, sevdiklerimi bizzat ziyaret ettim ya da aradım. Güzel oldu. Organik yaşamaya, organik iletişim kurmaya gayret ettim yani. Size bu konuda yeni önerilerim var.

OXFORD’DA BULUNAN YENİ KAVRAM!

“Organik iletişim” kavramı, Oxford Üniversitesi’ndeki bilimsel araştırmalar sonucu bulundu. Dijital çağın insan üzerinde yarattığı tahribatlara karşı, bir grup bilim adamı uzun süredir yoğun çalışmalar yapıyor. Onlar buldu kavramı. Yüz yüze, doğal yollardan iletişim kurmak anlamına geliyor.

iletişimin aslı yüz yüze olandır. Araya ne kadar çok araç girerse o kadar yabancılaşma olur. İletişim araçları her ne kadar mesajınızı hızlı ve çoklu iletse de aslında, farkında olmadan bir yabancılaşmaya neden olur. Mektup, mail, telefon, sms, DM, whatsapp, Facebook vb. tüm mesajlaşma araçları, aslında sizi doğal iletişim ortamından kopartır ve yabancılaştırır.

GENÇLERDEKİ BÜYÜK TAHRİBATA DİKKAT

Bunun nasıl büyük tahribat yarattığını en çok gençler üzerinde görebilirsiniz. Dikkat edin yüz yüze, gözlerinizin içine bakarak konuşmakta zorlanıyor gençler. Elinden telefonunu alın, sudan çıkmış balığa dönüyorlar, ne yapacağını şaşırıyorlar. Mesela navigasyon olmadan evin yolunu bile bulamıyorlar. Google’a sormadan yaşını bilemeyenler var. Gençlere çok yüklenmeyeyim, bazı yetişkinlerimiz de aynı durumda.

Düşünsenize, her beş dakikada bir telefonunu kontrol etmeden duramıyorlarmış insanlar. Ya mesajlarına bakıyor, ya sosyal medyaya giriyor ya da öylesine bakıyor işte. Hava gibi, ihtiyaç hissediyor yani.

Bu yüzden insanların kendi arasındaki iletişimde ciddi sorunlar baş gösterdi. Herkes başını öne eğmiş, telefonla uğraşırken, güya bir araya gelmişler, sohbet ediyorlar. Orada ne sohbet olur, ne dostluklar pekişir, ne de bir konu ciddi biçimde konuşulur.

Herkes kendini sosyal medyada ifade etmeye, orada iletişim kurmaya odaklamış. Arada bir de özlü sözler, hikmetli cümleler ve aforizma paylaşmak için kasıyor kendini. Sanırsınız ülke Mevlana, Konfüçyüs adaylarıyla dolu. O kadar derin şeyler paylaşıyorlar yani. Google sağ olsun. Benim anlamadığım yüzbinlerce takipçileri oluyor bir de.

TWİTTER’IN BEŞ BİLGESİ!

Benim tezim şudur: Organik iletişim kuranlar en sağlıklı diyalog kurabilen insanlardır. Hayatta da başarılı olurlar. Bu iletişimin lezzeti, derinliği, etkisi diğerlerine göre çok daha güçlüdür. Organik tarım ürünleri gibi yani (bu sıra taktım kafaya, domatesin tadı gitti resmen. Organik olanını arıyorum).

Eski iletişim kitaplarında yüz yüze konuşma teknikleri vardır. Daha güçlü, daha etkili daha güzel insanla iletişim nasıl kurulur onu anlatırlardı. Düşünsenize bu kitapları okuyan olmadığı gibi, ‘3 adımda en etkili tivit mesajı nasıl yazılır?’ türü kitaplar çıkacak yakında. “İnstagram fenomeni olmanın 5 yolu. En büyük Youtuber olmak için 10 etkili yöntem. Twitter’ın en büyük beş bilgesi”…  yeni nesil iletişim kitapları bunlar olacak sanırım.

Bilgiyi kitap okuyarak, bir bilgeyi dinleyerek elde edenle, sosyal medyadan elde edenler arasındaki farkı görebilmek için, yüz yüze beş dakika konuşmanız yeterli. Sosyal medya bağımlıları 140 karakterlik cümlelerden sonra donuyor. Yüzünde “ağ bağlantısı koptu” mesajı beliriyor adeta. Restart yapmak gerekiyor.

Organik iletişimi hayatınızda deneyin. Organik tarım ürünlerinden aldığınız tadı alacağınıza garanti verebilirim. Bu arada kavramı Oxford’lu bilim adamları bulmadı. Ben buldum desem okumazdınız yazıyı. Yalan mı?