Tarlaların sürülmüş olması nedir, anladık mı?
Malum, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu "Elimden geleni yapıyorum ama bir yere kadar. Bizim tarlayı çok önceden sürmüşler" demişti...
Daha sonra bu deyimi çok kullanır olduk.
Peki tam ne anlama geldiğini anlayabilmiş miydik, orası şüpheli.
Şimdi durup geriye doğru bir bakalım...
Art arda FETÖ'nün ve müttefiklerinin darbe teşebbüslerini gördük...
15 Haziran dehşetini ve milletin yazdığı destanı yaşadık...
Üzerinden bir yıl geçti.
Ama Türkiye hâlâ ana muhalefet liderinin "kontrollü darbe" iddiasıyla meşgul.
Hâlâ sosyal medyada kripto algı operasyonları sürüyor.
Tam şehitlerden, gazilerden söz edilirken birtakım yavşaklar çıkıp kemerle dövülen darbeci alçakların hesabını sormaya kalkıyor.
FETÖ işlerine onlara yıllarca burun kıvıran Marksist derneklerle liberal görünümlü STK'lar kol kola girip destek veriyor.
Pek muhafazakâr, pek Ak Partili görünümlü yazar çizerler var; sabah akşam OHAL'denşikâyet ediyor, bir FETÖ projesi olduğu apaçık Kılıçdaroğlu yürüyüşünü övüyor.
Soruyorum...
Tarlaların sürülmüş olması ne demekmiş, şimdi anladık mı?
Anlamalıyız.
Artık kafamıza dank etmeli ki, geleceğimizi kurtaralım.
***
Aslına bakarsanız...
15 Temmuz'un gerçeğinden çekinmeksizin durmadan "kontrollü darbe, mağdurlar, adaletsizlik, vb." lafları edenleri tanımıyor değiliz.
Zaten onların bir bölümüne cilası Atatürkçü, karakteri NATO'cu bir darbe ver, hemen bağırlarına basarlar.
Onlar yüz yıllık sosyal müfredat imalatı.
Öteki bölümünün de basbayağı FETÖ ürünü olduğunu bir süredir ağzımız açık halde izliyoruz.
Kimine "sen liberalsin" denilmiş, kimine "sen şucu bucu görün, işimize yararsın!"
Nasıl bir şeytanlıksa, hepsine bir "şekil" verilmiş.
Temel özelliklerine gelince...
Cesur değiller.
Kapalı kapılar ardında iş çeviriyor ama "Keşke darbe olsaydı ve Erdoğan gitseydi" diyecek kadar dürüst değiller.
Fakat tam da bu nedenle bizi iyi taraflarımızdan yakalayıp kandırabiliyorlar.
***
Peki ne yapmalı?
Goygoyculuk zarar.
Yorgunluk sendromuna yakalanmak kötü.
Her şeyden önce...
Darbe duruşmalarının aylar öteye ertelenmesine ve darbecilerin şovlarına karşı çıkan bir toplumsal şuur geliştirmeliyiz.
Ama en önemlisi...
15 Temmuz bayrağını hep yukarıda tutmaktır.
Çünkü hepsini "hasta" eden, ellerini ayaklarını dolaştıran şey bu!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.