Nasıl oldu da oldu?
Sevgili ağabeyim Mehmet Barlas geçen gün "bu kadar düşmanı acaba nasıl ürettik" diye soruyordu.
Cevabını elbette biliyordu da bilmezden gelip "tecahül-ü arifane" yapıyordu.
Herhalde "Davutoğlu yaptı" demek istemiyordu canım!
Nedenlerini sıralayalım:
***
Önce kendimizi IMF boyunduruğundan kurtardık. Uzun süredir içine sokulduğumuz kısır döngüyü kırdık. O arada İstanbul sermayesi de yayın organlarıyla baskı yaparak bizi IMF boyunduruğunda "tutmak" için çaba sarfetti!
Sonra da 2008 yılında başlayan ekonomik krizi "iyi yönettik"... Kriz bize teğet geçti, etkiledi ama yıkamadı.
Örneğin, Almanya bir türlü becerip de başkentine doğru dürüst bir havaalanı yapamazken Frankfurt'la boy ölçüşecek yeni bir havaalanı inşaatına süratle girişmemiz de, Avrupa Birliği'nin efendisi Almanya'yı çıldırttı.
İyi bir büyüme hızı yakaladık ve bu konuda bütün AB ülkelerine fark attık.
En büyük günahımız Batı'dan "bağımsız politikalar" izlemeye koyulmak oldu.
NATO standartlarının dışına çıktık, kendi silahımızı (tankımızı, uçağımızı) üretmeye koyulduk.
Yani, Amerikan sultasına başkaldırdık.
Amerika'nın Ortadoğu politikasına da başkaldırdık.
Amerika'ya küfür gibi gelen "Rusya ve Çin'le yakınlaşmaya" başladık.
Amerikan uşağı Arap ülkelerine karşı Katar gibi aykırı ülkelerin yanında durduk.
Mısır'da sahneye koydukları darbeye şiddetle karşı çıktık.
Bağımsız bir Kürt devleti kurulmasına, hele bizden toprak istemesine de şiddetle karşı koyduk.
Batı'nın yönetimi devirme hamlelerini de her seferinde boş çıkardık: Ne Gezi ayaklanmasını "yedik" ne darbe girişimini...
Batı da kendisine köpeklik edecek bir örgütü hep elinin altında tuttu tabii.
Gene deneyecektir.
Tehlike geçmemiştir.
Türkiye içindeki, özellikle kendine sol süsü veren yardakçılarıyla, yeni hamleler yapacaktır.
Fakat bunlar da, İgor Tudor denilen futbol sahtekârının maçın bitimine birkaç dakika kala yaptığı "nafile hamlelere" benzeyecektir.
Atatürk'ün dediği gibi, "milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır"...
Korkmayın. Doğru yoldayız.
Doğru yanlış bir yana, onurlu yoldayız.
Mide bulandıran, bir zamanlar "bağımsız Türkiye" diye yeri göğü inletenlerin şimdi "bağımlıTürkiye" için çalışmalarıdır.
Bunlar kendi çıkarlarını "müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid" ediyorlar.
Halkımız da kime tüküreceğini bilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.