Engin Ardıç

Engin Ardıç

Ölmüş bir paşanın evrak-ı metrukesi

Ölmüş bir paşanın evrak-ı metrukesi

Haber üç günlük, yani bizim meslekte "bayat" sayılır. Fakat bir ayrıntı henüz şimdi dikkatimi çekti, atlamışız...
Semih Sancar'ın bitpazarına düşen madalya, plaket (birbirlerine hababam plaket vermeyi pek severler), bröve, şerit ve rozetleri...
Bunların içinde rahmetli orgeneralin not defteri de varmış... Ölmüş bir paşanın evrakı metrukesi! Hani şu "isim-şehir" oyununda ilk akla gelen sorulardan biri, eski bir Türk filmi gibi...
Lakin, şimdi sıkı durun, not defteri "Osmanlıca" yazılı!
Osmanlıca değil tabii bazı cahil gazetecilerin dedikleri gibi, Türkçe olmasına Türkçe de, eski yazıyla.

***

Semih Sancar 1911 doğumluydu, 1984'te 73 yaşında vefat etti.
Kıbrıs çıkarmasının genelkurmay başkanı, yani fiilen komutanıydı.
"Kıbrıs fatihi" lakabı Başbakan Ecevit'e yakıştırılınca, paşa geri planda kaldı. Askeri terbiyesiyle de bunu sineye çekti, kendini öne atmadı. Rivayete göre Necmettin Erbakan onu mareşal yapmak istemiş de paşa reddetmiş. "Atatürk ve Çakmak'tan sonra bana yakışmaz" demiş.
1978'de sessiz sedasız emekli olunca da yerine Kenan Evren geldi, iyi mi? Kadere bak...
Paşa, 1928'de yani "harf devrimi" sırasında 17 yaşında bir Kuleli öğrencisi...
Babam da o tarihte ilkokul öğrencisi... "Biz eski yazıyla da okuduk" diye anlatırdı, fakat hiç hatırlamıyordu, hafızasından silinip gitmişti...
Demek ki bir önceki kuşağın hafızasından silinmemiş, o zamanın ilkokul öğrencileri unutmuşlar da o zamanın lise öğrencileri unutmamışlar.
Paşa da "özel hayatında" eski yazı kullanmış. (Bu defterin paşanın "1928 öncesi ders notları" falan olduğunu iddia edecekseniz açıp gösteriniz.)
Öte yandan İsmet Paşa, Gazi Mustafa Kemal'in emriyle eski yazıyı hayatından bir çırpıda silip atmış, bir daha asla kullanmamıştı. Öyle biliriz.

***

Hiç olmadı, hiç uymadı, ezber bozdu bu iş...
Eski yazı kullanan bir Atatürk çocuğu!
Muazzez İlmiye de kullanıyor mu acaba?
Acaba rahmetli Sancar, İnönü kadar Atatürkçü değil miydi?
Ne diyeceğiz ona şimdi? Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar mı? Yoksa gene rahmetli haminnemin tabiriyle "Erkânı-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Semih Paşa" mı?
Laf aramızda, hani "efendi, ağa, bey, paşa" gibi ünvanlar 1934 yılında aynı devrim yasasıylakaldırılmıştı? Niçin 83 yıl sonra bile şu "paşa" deyişinden kendinizi kurtaramadınız?
Demek ki emir demiri ancak bir yere kadar kesiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi