‘Sayın Vali’ sen vatandaşı koru öğretmeni biz koruruz
Malum, Samsun Valisi çocukların terbiye amaçlı biraz okşanmasına izin verdi ve öğretmenlere de “Bu konuda rahat olun” dedi. Okul idarecilerinin de bulunduğu şehrin yöneticilerine hitaben yaptığı konuşmada tam olarak şöyle demişti Vali:
“Bu söyleyeceğim yanlış anlaşılmasın ama eskiden olduğu gibi öğrencinin terbiye amacıyla hafif okşanması konusunda rahat olun. O konuda şikayet edebilir malum insanlar. En küçük şikayette,” öğretmen öğrencimizi dövdü, kulağını çekti şikayetçiyim” diye dilekçe yazıyorlar valiliğe. Eğer öğretmen psikopat değilse, terbiye amaçlı ve çocuğun geleceği için sınıfında bunu yapmışsa biz bu konuda her zaman öğretmenin ve sizin yanınızdayız.”
Aslında kendisinden bahsederken “Sayın Vali” demeliyiz zira, bu ‘akıl ve şefkat dolu!’ konuşmasını düzeltmek adına makamından yapılan başka bir açıklamada Vali neredeyse kutsal bir varlık olarak bütün tartışmaların uzağına konuluyor ve kendisinden ara ara “Sayın Vali” diye bahsediliyor. Kamuoyu veya “malum insanlar” Sayın Vali’nin ne dediğini anlayamamış, aslında pedagojiye ne kadar önem verdiği belliymiş, konuşmanın bütününe bakılınca görülürmüş vs.vs.
***
Vali’nin ne dediğini tartışmıyorum bile. İnsan bu çağda böyle bir şey söyleyince ertesi gün apar topar bunu tekzip eder; öyle de oldu zaten…
Mesele, bir öğrencinin hizaya getirilmesinden daha büyük boyuttadır, toplumu hizalandırmak isteyen bir zihniyetin uç vermesidir.
Mesele, yine Vali’nin sözlerinin satır aralarında gizlenen kamu yöneticilerinin devleti korumakla; milleti, bireyi, vatandaşı korumak görevini ellerine yüzlerine bulaştırmalarıdır. Öğretmen çocuğu dövecek, “malum insanlar” yani anneler babalar, yani vergileriyle Vali’nin maaşını ödeyenler şikayet ettiğinde “Sayın Vali” o zaman öğretmenin yanında olacak. Hiç korkmasınlar öğretmenler; hatta şehirdeki diğer kamu idarecileri… Öğrenciyi okşamış, vatandaşı kalaylamışlar lafı olmaz. Ellerini korkak alıştırmasınlar… Vali nasıl olsa şikayet dilekçelerini yırtıp atıyor, rahat olsunlar. Malum insanlar da “sayın” kutsal insanların karşısında hadlerini bilsinler, işte o kadar.
Bizim de öğrenciliğimiz; hem de 12 Eylül yıllarında Samsun’da geçti. Ne bir Vali, ne de bir okul müdürü dayak fetvasında 2017 senesinin Samsun Vali’si kadar cesur değildi. Kimse böyle bir lafı ağzına bile almazdı…
Ceberrutluğu mağlup edip, hizmetkar devlet için yola çıkıp onca mesafe aldıktan sonra, nasıl tekrar buralara geldik, kendimize bir soralım. Bu üslubu ve üsluba yerleşmiş kibri sorgulayalım.
***
“Devleti ve devlet memurunu korumak” en kolay iştir ve bakmayın slogan gibi söylendiğine, devletin sınırsız imkanlarıyla çok da basittir. Kamu yöneticilerinin asli vazifesi vatandaşı korumaktır, mağduru sahiplenmektir, herkese eşit ve insanca muamele etmektir. Valilik de devlet memurluğu da budur…
“Biz öğretmenin yanındayız” öyle mi Sayın Vali? O zaman, idare ettiğin şehirde vatandaşın yanında kim olacak bunu da söyle bize?
Valiler, kaymakamlar, hakimler, savcılar, sağlık müdürleri, bölge şefleri, tapu, nüfus, maliye memurları… Hasılı cümle kamu görevlileri.
Sizin vazifeniz evvela vatandaşı korumaktır, mağdur, yalnız, savunmasız, kimsesiz insanların kimsesi olmaktır. Devleti korumak bahanesiyle bundan kaçmaya, sıyrılmaya kalkmayın. Sokaktaki insana da “devlet” adına tafra yapmayın. Çünkü, gerektiği zaman devleti kimin koruduğu da 15 Temmuz gecesi görüldü. O insanlar o gece canları pahasına darbeye karşı çıkmasaydı, sizin bugün kendi kendinizi korumanızın manası olmayacaktı.
Vatandaş devleti korur siz vatandaşı koruyun, çoluğuna, çocuğuna, kendisine saygı gösterin yeter.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.