Amerika'sız bir Ortadoğu
Barrack Obama, başkanlığı boyunca, tam aksini savunsa da diğer Amerikan başkanlarından çok daha fazla Ortadoğu siyasetine karıştı. Son yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında: "İslam'ın farklı mezhepleri arasında binlerce yıllık çatışmalara müdahelenin Amerika'nın yararına olmadığını" söylerken bir gerçeği saklıyordu. Obama, başkanlığı boyunca burnunu hiç Ortadoğu'dan çekmedi. Amerika'nın daha geleneksel dostlarını harcamak pahasına İran'a arka çıktı. Örneğin 2009 yılında seçim sonuçlarınıı protesto etmek için, sonradan "Yeşil Devrim" denen harekete destek vermedi, olanları oturduğu yerden izlemekle yetindi. Dahası Tahran'a ABD'nin tarafsızlığını vurgulayan gizli mesajlar yolladı.
Ayni şekilde Suriye'liler 40 yıllık Esad boyunduruğundan kurtulmak için sokaklara çıktığında , Obama , yarım ağızla destek verdi. Gene de, Esad'ın gitmesi konusunda hiç bir şey söylemedi. Sadece Esad'ın reformları engellememesi için bir çağrıda bulundu. Gelin görün ki, konu müttefikleri olunca birden aslan kesildi!
Kahire'deki sokak gösterilerine rağmen iktidarı bırakmayı kabul etmeyen Hüsnü Mübarek'e "hemen bu gün, bu günle de dünü kastediyoruz" diyerek istifasını istedi.
Obama ABD'nin Lünan ve Irak'daki dostlarını da uçuırumdan aşağı atmakta tereddüt etmedi. Türkiye'ye de deyim yerindeyse, kazık atmakta hiç gecikmedi. PKK'nın Irak ve Suriye'deki uzantılarına arka çıktı, silah ve lojistik destek verdi. Neden? Çünkü İsrail ve yeni kurulacağını umduğu Kürdistan üzerinden Ortadoğu petrollerini daha rahat denetleyecekti.
Obama'nın yerine geçen Donald Trump döneminde ABD'nin Ortadoğu'daki ağırlığı azalacaktır. Çünkü Trump daha çok iç işlere yönelecek ve Obama döneminde uygulamaya konan devlet destekli sağlık sigortası (Obama care) gibi yasaları iptal etmek için uğraşacak, ABD'nin Meksika gibi komşularına kaçan, orada fabrikalar kuran şirketlerle savaşacaktır.
ABD'nin Ortadoğu'da oynadığı rol küçüldükçe, bölge büyük değişimler geçirecek. Ancak bunun ne olabileceği konusunda her kafadan bir ses çıkıyor. ABD'nin yaratacağı boşluğu önce İran ardından da Rusya doldurmak isteyecektir. Ancak İran'la Rusya'nın iş birliği pek uzun sürmeyebilir. İran daha bu günden Türkiye ve Rusya'nın Suriye'deki barış çabalarını baltalamaya çalışıyor.
Tabi bu arada yükselişe geçmiş, Türk-Rus dostluğu, Ortadoğu'nun geleceğini belirleyebilir. ABD'nin iç sorunlarını çözmesi zaman alacaktır. Trump, bu sorunlar çözülmeden, kendi deyimiyle dünyasahnesinde yeni bir serüvene kalkışmak istememektedir. Trump Türk-Rus birlikteliğine üçüncü bir ortak olarak katılabilir. "Sadece aptal insanlar Rusya'yla iyi ilişkiler kurmanın kötü olduğunu düşünebilir" diyen Donald Trump, Türkiye ve Rusya'yla birlikte Ortadoğu'da yeni bir düzen kurmak , diyenlerin, haklı olup olmadığını yakında hep birlikte göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.